Zıddının Katranına Karşı Çıktığıdır
dışına kemirgenleri koy içine zehir
daha çok günün mü seni gerdirir mazin mi
diye bir yel vardı
bir lâhzada boynumu eğdiğim kışlara
kuşlara susma tarifiydi bu
kaçırdım
ya da çok giyimli bakmalıydım aynalara
hiç hiyerogliflerin değişkenlerine göründün mü kanında
kalbinde devrimleşenlerine hiç
kelime olma telaşındayken ölündün mü sen hayana
zaman peykesiz bende
kederimi sakiye uzattım
kaşlarımın arasındaki rampayı sana versin diye
sendeki beni yeniden bîtap düşürsün diye hiç
otur ve masala kurulur gibi dinle
denizin kıyıya vurduğunu
hâlâ sende düş'eşini arayabilecek mi martılar söyle
kuram'salım
bilmem lebi dar mı dibi dağ mı
tuzak çetesi kurdu
eski nirengi'li
tenimin felsefesiyle beslenen benim
söyle ayak bağım
tinlerin sevişmesi hangi duraktan geçecek bilemedim
kadranına yeniden bak
gözyaşı denilene kaç var
artık hayat gülüşü gülüşüne
zıddının katranına karşı çıktığıdır
kırk sekize eksi kırk sekiz doğuranın saflığıyla
iyi misin
kuytunda dilime bir çeper buldum
atomum çehre-i canım
ihtirasım hülyalarını yıkacak
kaç
kaç
zincirleri kopacak duraklarının
bilmem bana tarihteki bana
ne zamana kadar sabredeceksin diyemedim
bu vakitler
sakiye heyhat ki
mizahi sanrılarla yürütüyor bulutları
kurulacak bir eğleş'im kalmış
kırılacak leğenimin altında
onu da alacalı bir anda çalsaydı
meyvesine kurtlanmışken zamanın
latifelerine düşenlerdenim
temizle altımı şimdi ağlamıyorum
dalından duvarına bez afişini gere gere
sıfır kilometre bebeğinim..
..