Zihnim Akıyor Yerkürenin Arzına
Oysaki
Şahikalarda bırakmıştım
Deste deste
Yığın yığın
Arzularımı korkularımı.
Troya'da defalarca yıkıldı bedenim
Efes'te küllerimin üzerine nice medeniyetler kuruldu
Çağ çağ
Bereketli yağmurlar alıp götürdü küllerimi Ganj'a
Yüz yıl savaşlarında yıllara yenildi saçlarım
Kılıçtan süngülerden geçti cesedim.
Şu avucumdaki toprakla
Bütün geçmişim tenine dokunuyor
Zihnim kayıyor yerkürenin arzına
İçtiğim her damlada
Evren akıyor ruhuma
Yaşanmış ya da umulmuş arzular
Nükleer bombalar gibi patlıyor zihnimde
Karanlıklar çöküveriyor içime
Bulutlardan kan yağıyor gözlerime
Görüyorum
Eskiden de aynıymış insanlar
Kimi aç
Kimi aç gözlü.
Geçmişin ve yarının senfonisi esiyor kulaklarıma
Tenime çarpan notalar
Bölünüyor diyez ve bemole
Açıp yer kürenin bağrını
Girmek gelir arzına
Arsızca umarsızca
Kaçmak yazılacak kanlı tarihlerden
Hortumun her şeyi merkezine çekmesi gibi
İçine çekiyor toprağın teni
Geçmiş çağırıyor beni.
Şimdi bin yıllar sonra
Eyüp peygamberin sabrına ermişcesine
Özgürleştim tüm pişmanlıklarımdan
Yoğruldum.
Torosların zirvesinde
Karanlık zihnimin kopkoyu dehlizinde
Görmekliğin de ötesinde
Mavi soluyorum nefesi
Yeşili giyiyorum
Dost meclisine davet gibi
Düşleyerek ağustos böceklerini sesini
Otururken koşuyor yüreğim
Solkunç solkunç kokan çamlara
Doruklara ıraklara
İdam kararı okunurcasına bir sessizlik
Gürül gürül akan alemdeki dinginlik
Beynimde yılların aldığı kesin hüküm
Çok farklı şeyler yaşadım köklerde
Doğru söylemiş Neruda.
Avucumdaki toprakta bütün geçmişim
Tenine dokunuyor
Zihnim kayıyor yer kürenin arzına
İçtiğim her damlada
Evren akıyor ruhuma.
Oysaki
Şahikalarda bırakmıştım
Deste deste
Yığın yığın
Arzularımı korkularımı.
03. 11. 2012