Züğürt Ağa
Elim cebimde, uykuya dalmış
Burun damlası havada yay çiziyor
Ekmeğin kokusu da yitip gitmiş
Parkamın içinde bugün.
Gökte, yıldızlar asılı kalmış
Bir hareket bekler gözlerim hep
Sonra bir göktaşı düşüyor
Görüp göreceğim
tek eğlence medet.
Ateşi severim tabii, kumsalı da
Fırından kaçan sıcak simit havası
Tek istediğim zenginlikti bugün
Kırmızı kesilmiş nefesimde tüten.
Ayaz bastı,
Oldukça merhametsiz bana,
Düşlerim de ne kadar ılık,
Sıcak bir çayla başlayan
Çıtır bir simitle biten
bir rüyaya yatmışım
Parkamın içinde bugün..
30.11.1999
--------------------------------------------------------------------------------
arka plan:
Bir kalsanız bir başınıza bir göl kıyısında, kim sizin yalnızlığınıza çare olabilir? Nasıl derdinize bir ortak bulabilirsiniz, rüya görmeye başlamadan?
Keşke rüyaya dalmadan biri geliverse de, kurtarsa parkalı adamı. Uyanınca çok geç olabilir zahar. Ertesinde parkası ile defnedilen kişiyi manşete taşımazlar, bir konulsanız bir çukura bir kabristanda.
Size kim gücenir de 'Bir veda bile etmedin abi' der? Keşke veda sözleri için de kısa bir zamanınız olaydı, onu da deseydiniz, çok erken oldu be abi. Parkanı bile yıkamadık bir kere, kirli kirli kullanacaksın şimdi onu, insan biraz üstüne başına dikkat eder değil mi? Yapma böyle be abi...
Neyse, siz yine de fazla kalmayın buralarda; borçlu çıkmayın kirli ve yalnız parkanızın içinde...
Saygılarımla...