Aldatma
Özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesinden sonra,tavan yapmış olan aldatma olayları;artık üniversitelerin tez konularına dahil olmuş durumdadır çünkü aldatmanın nedenleri mi çok yoksa sonuçları mı çok, tartışmaları fişekleyen ana unsurlardır.
Kadın- erkek farketmeksizin aldatma veya aldatılma çevreleri şunlardır:
*İş arkadaşları.
*Komşular
*Akrabalar
*Eski arkadaşlıklar(Eski sevgililer,eski okul arkadaşları gibi)
*Bir de sosyal medyanın bazı platformlarındaki çeşitli guruplar veya sayfalar.Her ne kadar bazı sosyal medyaların yasaklanması gündeme gelse de,ben yasaklanamayacağı görüşündeyim çünkü birisi yasaklansa diğeri alternatif olarak kullanılacaktır.
Aldatmanın elbette bireysel ve toplumsal birçok nedenleri olabilir ama bence ana sebebler şunlardır:
*Doğuştan getirdiği sevgi eksikliliği:Anne-babasından ayrı olarak yetişen veya anne -babası tarafından devamlı dışlanan çocuklarla,aşkını yeterince yaşayamamış veya engellenmiş kişiler aldatmaya karşı meyilli oluyor.
*İsmini yazmayacağım ancak herkes biliyordur, bazı psikolojik ilaçların yan etkisi: Bu tip ilaçlar bağımlı yapmaktan ziyade kişilik bozukluğuna da neden olmaktadır.Yasak aşk yaşadıklarını itiraf eden arkadaşlara ısrarla sorduğumda hep aynı cevabı verdiler: " O ilacı kullanıyorum."
*İstenilen beklentileri karşılayamama:Evlenmeden önceki hayaller ile evlendikten sonraki gerçekler çatışınca eşler arasında kavgalar yaşanıyor,bu anlaşmazlık ise bir kaçış yolu veyahut bir kurtuluş yolu olarak aldatmaya davatiye çıkartıyor.
*Erken yaşta evlendirmeler ile zorla evlendirmeler:Elbette hepsi aldatır diyemeyiz çünkü bu bilimin etiğine sığmaz,içlerinde en mutlu çiftler de vardır.Genel olarak evlilik hayatlarında sorun yaşayanlar,yaşamayanlara göre,dışarıdan sevgi,ilgi ve sahiplenme hissettiklerinde çabuk aldatırlar.
*Maddi çıkarlar.
Aldatmanın sonuçları malesef ağırdır:
*Boşanmalar
*Eşler üzerinde uzun süre atlatılamayan travmalar.
*Şiddet hatta cinayetler
*Maddi ve manevi kayıplar
*Çocukların zihinsel,duygusal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkilemesi.
Bu konuyu Mevlana'nın şu güzel sözüyle kapatalım: "Kabiliyetsiz olmak bir kusur değil ama karaktersiz olmak çok büyük bir kusurdur."