Bıçak Soksan Gölgeme
Siyaset ile sporun benzer yanlarının olduğunu daha önceki yazılarımda dile getirmiştim;ikisi de sonuç odaklıdır,kazanmak temel şarttır,her ikisinin de sermayesi insandır,her ikisinin de hitap ettikleri kitlesi,yönetime yön veren bir avuç insanları ve akla hayale gelmeyen bütçeleri vardır,hedefleri vardır vs.
Hepimizin bildiği gibi geçen hafta gündemimizde yerel seçimler yani siyaset vardı,bu haftaki gündemimizde ise bir türlü oynanamayan Türkiye Süper Kupası var.Ezeli rekabet Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanacak olan bu kupa,sahibini akşam yine bulamadı çünkü hem trajik hem komik bir şekilde bu musabaka ne yazık ki ilk dakikalarda sonlanmak zorunda kaldı.Güvenlik güçlerimize,oradaki esnafımıza,çeşitli illerden takımını izlemeye koşan taraftarlarımıza,oyuncularımıza,basın mensuplarımıza ve televizyonlarının karşında merakla bekleyen seyircilerimize,bu bayram arefesinde,bu cennetim Türkiye'mize, bazı yöneticilerin aldığı kararlar hem soğuk duş etkisi yarattı hem de spor ve kültür etiğimize hiç yakışmadı.
Kazananları alkışlayıp başarılar dileyeceğiz hiç kimseyi ötekileştirmeden,hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız ve gideceğimiz başka yer yok;ya bu toprağın üstünde yaşayacağız ya da altında.Öyle kırıcı,öyle ayrıştıcı ve kışkırtıcı yorumlar okuyorum ki buraya yazmaya cesaret edemiyorum,Allah aşkına"ne bu şiddet bu celal?" Düz mantıkla hareket edelim,bu kişiler halka hizmet için seçilmediler mi,evet,halkı aldatırlarsa diğer seçimde barajın altında kalırlar,olur biter.Bu kadar heyecanlanmaya,yaygara koparmaya ve gölge düşürmeye gerek yok ki,ömrümüz yeterse yaşayıp göreceğiz.Millet olarak bize düşen milli görev,köstek olmak yerine destek olmak,dedim ya bizlerin tek vatanı var.
Necip Fazıl Kısakürek "Dua"adlı şiirinde şöyle der:
"Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar. Gir de bir bak ülkeme: Başsız başsız adamlar... Ağlayın, su yükselsin! Belki kurtulur gemi. Anne, seccaden gelsin; Bize dua et, emi!"