Bir Mayıs Sabahı Göğsüme Konan Kelebek

Bahar...
Kırlangıçların sihirli tükrüklerini toprağa damla damla katıp oluşturdukları mutluluk çamurunu taşıyarak çatılarda yuvalar kurduğu,
kozadan çıkan çirkin tırtılların bir tezyin sanatı şaheseri gibi kanatlar takarak göklere, özgürlüğe uçtuğu mevsim...
Tüm çiçeklerin sana benzeyerek açtığı, tüm çiçeklerin buram buram sen koktuğu mevsim...
Gökyüzünün sonsuzluğu sevgin kadar engin, sakin denizin uçsuz bucaksız mavisi sevgin kadar huzurlu, ve kanat çırpmadan süzülen martıların bembeyaz kanatları sevgin kadar lekesiz, temiz ve güneş, sevgin gibi ısıtıyor içimi bu bahar sabahında...
Bir kırlangıç yuva yapıyor gönlümün çatısında ve bir kelebek kanat çırpıyor yüreğimde...
Bir gonca kokluyorum incitmekten korkarak, sen doluyorsun içime, yaşam gücü gibi, can suyu gibi, sevdâ gibi...

Sonra aşkı hem yüreklerde, hem tenlerde coşturan, sıcağıyla geliyor yaz.
Dudaklar, birbirinde buluyor yaşamın en büyük hazzını, kavrulan tenler buluştukça bir ayışığı altında, aşk dökülüyor ter yerine, insan olmanın karşı konmaz arzuları içinde...
Ben yıldızları indiriyorum gökten, saçlarına serpiyorum, sen yakamozlar döküyorsun bakışlarından denize...
Deniz mi sarhoş oluyor, ben mi, gece mi?
Sadece aşk tüm haşmetiyle yaşıyor yaz gecelerini...

Ve sararmış hüznüyle güz...
Yine mehtap var, hem de Eylül mehtabı, yine şarkılar yankılanıyor sakin kumsallarda ve yürekler dolusu anılar var, o şiir gibi bahardan, o eski şarkılar tadındaki yazdan kalan, sadece sen yoksun yanımda...
Bir yanda sahilden engine titrek sütunlar gibi uzanan ışık yansımaları,bir yanda lacivert denizin ortasında kıpır kıpır parlayan mehtap ve suya serpilmiş yıldızlar gibi yakamozlar...
Ve hepsinin üzerinde uzaklaşıp giden ayak izlerin...

Birkaç dize düşüyor içime ateş gibi;

Sen, hep o mayıs sabahları
Göğsüme konan kelebek;
Tutmadığım, tutamadığım...
Bir kanat çırpıntısı gibi içimde
Unutmadığım,aah! Unutamadığım....

(1953)

06 Haziran 2017 1-2 dakika 4 denemesi var.
Yorumlar