Cadıların Tahtı
Avusturya Engizisyonunun popüler bir işkence aleti. Bu tahtta oturma onuruna sahip olan hanımların genellikle kötü güçlerle ve büyücülükle ilgili olduklarından şüphelenilirdi.
Kurbanın konumunu sabitlemek için çiviler ve kelepçelerle donatılmış bir sandalye ve ateşle ısıtılan demir bir koltuktu. Kızların çoğunun kısa bir işkence döneminden sonra Şeytan'la bağlarını itiraf ederek kendilerini kesin ölüme mahkum ettiklerini tahmin etmek zor değildi.
1693'te Avusturya Gutenhág'da Yargıç Wolf Lempertich 57 yaşındaki Marina Vukinec'i büyücülükten yargıladı. Bu zavallı kadın "Cadıların Tahtı"na konmuş ve orada 11 gün 11 gece kalmış. Aynı zamanda, cellatlar ayaklarını sıcak bir demirle yaktı.
Marina Vukinec acıdan deliye döndü ve ardından işkence altında öldü, ama hiçbir zaman suçunu itiraf etmedi!!!
Evet, cadılar tahtı dönemi çoook geride kaldı ama hayatla ilgili ve içinde yaşadığımız bu dönemde belki de kimsenin size söylemediği bazı acı gerçekleri belirtmek istiyorum.
Saygı ve sevgi değer arkadaşlar, insanların gerçek karakterlerini onlarla iyi anlaşamadığınız zaman öğrenirsiniz. Bu, kötü ve zehirli varlıklar size kötü şeyler yapacak ve bunun sebebinin siz olduğunuza insanları inandıracaktır. Bazen en iyi arkadaşım dediğiniz insanlar en kötü düşmanınız olur, sizi cân evinizden vurur.
Ayrıca sırlarınız konusunda güvendiğiniz kişi, bir gün onları size karşı kullanabilir.
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki…, iyi olsanız da olmasanız da, insanlar sizi yine de yargılayacak.
Sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın ve başkalarının fikirlerine kulak asmayın ama başkalarının size kızdıklarında.., sizin hakkınızda ne söylediklerine “dikkat” edin ve bu sözleri “asla” hafife almayın.
Yeri geldiğinde, güvendiğiniz insanlar, en çok ihtiyaç duyduğunuz anda sizi terk edecek insanlar olabilir.
- Kimsenin sana veya size borcu yok!!!
Bazen iyileşmek için bazı insanları bırakmanız gerekir. Elbette bu zor olacak ama ruh sağlığınızı bir öncelik haline getirecek. Başkalarına kötü davranan varlıkların bir gün aynısını size yapmayacağını düşünmeyin.
Bu uyarı işaretlerini hızlı bir şekilde tanıyın ve bu tür varlıklarla aranıza sınırlar koyun!
Sağlıcakla kalın…, hoşçakalın.
Bazı İşkence Sandalyesinde (Engizisyon Sandalyesi) çukurlar olup, onların içine kızgın kor ateşler konuyordu diye biliyorum bende. İşin enteresan tarafı; 19. yüzyılın sonuna kadar kullanılmış. Almanya, İtalya, İspanya, Fransa ve Avusturya- Macaristan ve çevresinde popüler bir işkence aleti olması da böyle bakılası bir durum aslında tarihsel açıdan... Bu işin tarihsel tarafıydı...
''insanların gerçek karakterlerini onlarla iyi anlaşamadığınız zaman öğrenirsiniz.'' cümlesi de başlı başına dekorluk bir söz olmuş; ki çok doğru...
Ama gerçekten bazen iyileşmek için bırakmak gerekir... Değerli, kaliteli bir yazı okudum. Yüreğine Sağlık Mehmet bey...
Saygımla...