Cristiano Ronaldo
Ronaldo, tam adıyla “Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro” iyi bir depikçi (footballer) olduğu kadar iyi bir oğul, iyi bir baba, iyi bir arkadaş olarak da gönüllerde taht kurdu. Her şeyden önce iyi bir kişi (insan) olmaya çabaladı. “Annen hala seninle yaşıyor, neden ona bir ev almıyorsun?” diye soran gazeteciye; “Annem, beni kendi hayatını feda ederek büyüttü. Ben yemek yiyeyim diye, geceleri aç uyudu! Tüm başarımı anneme adıyorum ve hayatta olduğu sürece benim yanımda olacak.” demesi bile onun gönül zenginliğini göstermektedir. İslam dinine saygılı olması, müslimlere (musliman) varıncaya kadar her kesimden insana yardım etmesi de cabası..
Ronaldo, dünya depik (football) tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biridir. Yıllardır sürdürdüğü oyunculuk kariyerinde bir istikrar anıtı (abide) gibi dimdik ayakta durmuştur. Bunun için ne kadar alın teri döktüğü, ne kadar fedakârlık yaptığı hayal dahi edilemez. 20 yılı aşkın bir süredir sıkı çalışan, disiplinli, prensipli ve sahaya çıktığında yüreğini ortaya koyan bir adama; en fazla sayı (gol), en fazla üçleme (hattrick), 2006’dan 2022’ye kadar geçen sürede yani 5 dünya kupasında sayı (gol) atan ilk oyuncu ve daha birçok rekorun sahibi olarak adını efsaneler arasına çoktan yazdırmış bir oyuncuya saygı duymak zorundasınız.
2014 yılında ülkesinin millî formasını giymek için kariyerini tehlikeye (risk) atmaktan çekinmeyen Ronaldo’ya gelinen noktada sahip çıkmayan bir Portekiz millî takımı… Katar’da, Ronaldo gibi bir devin sahaya yedek çıkarılması ne olursa olsun bir hatadır ve hatta ayıptır. Ki biz Kore-Japonya’da İlhan Mansız gibi ateşli bir oyuncunun kesilip, -geçmişin hatırına- Hakan Şükür’de ısrar edilmesini bile anlayışla karşılamış bir milletiz. Portekiz millî takımı da -gerekçe ne olursa olsun- ahde vefa göstermeliydi.
Bir dünya yıldızı olmasına rağmen gittiği hiçbir takımda sorun olmamış, sorun yaşamamış olan Ronaldo ne hikmetse İngiltere’de sorun yaşadı. Geçerli hiç bir neden yokken Manchester United takımında önce yedek ardından da kadro dışı bırakıldı.
Peki, İngiltere nasıl bir ülke? Dünyaya hükmetmeye çalışan küresel sermayenin ağa-babaları Londra merkezli bir düzenin tepe noktasında yer alırlar. Günümüzde sanal ağ (internet), televizyon vd. basın-yayın kuruluşlarında gözünüze çarpan tanıtım (reklam) filmlerinin birçoğu bu tepede oturanların cebinde/elinde birer ticarî etikettir. Yıllardır oynadığı üst düzey depik (football) ile herkesin sevgisini-saygısını kazanan Cristiano Ronaldo bir basın toplantısında küresel emperyalizmin affedersiniz sermayenin zehir şişesi olan Coca Cola’yı kaldırıp attığı için mi cezalandırılıyor acaba?!. İsrail’e soğuk bir Ronaldo ve geçmişte yıllık kârını İsrail’e bağışlamış bir Coca Cola şirketi söz konusu olunca… Ronaldo’nun anlık eylemi sonrasında şirket hisselerinin ciddi oranda değer kaybettiğini de düşünürsek…
Özetle; keçi (goat) lakaplı CR7 yani Cristiano Ronaldo bir efsanedir ve hep öyle kalacaktır. Ve tarih ona “günah keçisi” muamelesi yapanları değil, onu yazacaktır. GOAT (greatest of all time) yani tüm zamanların en iyilerinden biri olan Ronaldo’nun da dediği gibi zaman en büyük rehberdir. Dolayısı ile herkes kendi dersini çıkaracaktır. Türk devlet geleneğinde kağanlık (hükümdarlık) simgesi “en yükseğe çıkabilen” tekedir bu arada.. Bir Beşiktaş taraftarı olarak gönlümüzden geçene gelince… Q7’den sonra CR7, neden olmasın?!.