Din ve Tarih
Din ve tarih iki öz kardeştirler,bir elmanın yarısı,devletler ile toplumların göbek bağıdır,birinin olması diğerinin olmasını zorunlu kılar öyle ki tüm olgular ve olaylar tarih içerisinde gerçekleşir.
"Müslüman mısınız?"
"Müslümanım."
"Olmadı şimdi,böyle denmez."
"Ya nasıl denir?"
"Elhamdülillah Müslümanım."
Ülkemizin yaklaşık yüzde doksanı müslümandır tabiki bunun içerisinde namaz kılanı var,kılmayanı var,oruç tutanı var tutmayanı var,Hacc'a gideni var,gitmeyeni var vs.
Müslüman ülkesiyiz ama:
*Her geçen yıl boşanma oranları artıyor.
*Vergi kaçakçılığı çok.
*Ekonominin temel kaynağı faiz olmuş.
*Zina ve fuhuş hat safada.
*Kimse kimseye ne inanıyor ne güveniyor.
*Yalan,her sözün içinde yuva yapmış.
*Kul hakkı yemek;şeker,çikolata yemeye dönmüş.
*İnsanlar "hayır"yolunda yarışacaklarına "lüks" yolunda yarışır olmuş.
*Cinayetlerin önü kesilemiyor.
Liste uzayıp gider...Oysa hepimizin evinde Kur'an vardır ama sadece dini günlerde elimize alıp birkaç sayfa okuduktan sonra sıkılıp yerine bırakırız...O halde iki sonuç çıkıyor ortaya:
1.Ya İslamı yeterince anlamıyoruz.
2.Ya da herşeyi anlayıp işimize geldiği gibi hareket ediyoruz.Bence ikincisi gibi çünkü gerçek müslüman İslam dininin çizdiği kırmızı çizginin dışına çıkmaz,çıkamaz.
Sözlerinde veya eylemlerinde samimi olmayanlar gerçek mümin asla olamaz,olsa olsa oyuncu müslüman olurlar.
Sorulacak ilk soru mümin misiniz olmalı müslüman mısınız değil inanan olmak önemlidir Hüseyin bey