Ferit Edgü'ye Veda

"Hiç kuşkusuz,düş gerçeğin ta kendisidir."

Mutluluk soruların bittiği yerde başlıyor olmalı.Öyle mi?"

"Sen hep böylesindir.Düşünde düşünür,uyanıkken düşlersin."

"Nereye gideceğini bilmeyen ne kadar yürürse yürüsün hiçbir yere varamaz."

"Bazı gerçeklerin,bazı gerçekleri unutturduğunu gördüm burda."

"Gördüğünüz gibi,övünerek değil,yerinerek söylüyorum.Çünkü korkularım,fobilerim olsaydı,belki ben de büyük bir yazar olurdum."

"Toplam 50 sözcük.Diyelim ki bir bu kadar da bilip anımsamadıkları var,demek 100 sözcük.Yeter de artar bile insan olana!"

"Yolcu,bir gün yolunu yitirirsen,artık eski yolunu bulmaya çalışma,yeni bir yol ara kendine."

"Umutsuzluk insanı her yere götürür."

"Cahilde eksik olan akıl değildir( o kurnazdır)eksik olan ahlaktır..."

"Çok şükür görmüyor gözlerim.Ya kör olmayıp da göremiyor olsaydım."

"Bence yaşam,her geçtiğimiz gün,anlamını değiştiriyor."

"Korku ölümün yarısıdır."

"Bir gün gelir,yaşamı karşınıza alır,onunla sözleşmeye başlarsınız,Bunun yaşı yoktur."

"Bir tek başarı tanıyorum:Kişinin yaşamını başarması."

"Ne kadar kısa yaşıyoruz,ne uzun ölüyoruz."

Bu sözler,bana hikaye okumasını ve yazmasını sevdiren,kısa öykü,minimal öykü ve küçürek öykü denildiğinde aklımıza ilk gelen en sevdiğim,en beğendiğim,en çok örnek aldığım,edebiyatımızın unutulmaz usta yazarlarından Ferid Edgü'ye ait.

Kısa cümleler çok basit gibi görünse de aslında anlaması ve anlatması en zor olan cümlelerdir.Edgar Allen Poe:"Öykü,bir oturuşta okunacak kadar kısa olmalıdır."derken belki bunu kastediyordu.

"Her nefis ölümü tadacaktır."buyrulur ayet-i kerimde;kaçış yok,isyan yok,erteleme yok...Usta yazarımızın vefat haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz;kendisine rahmet dilerken ailesine,sevenlerine ve okurlarına başsağlığı diliyorum.

Onu ölümsüz kılan şu hikayelerini okuyarak bol bol dua edelim:

İz

"O günlerde sürekli izleniyordum. Bıktım. Ben de beni izleyenleri izlemeye başladım. Böylece onlarla aramda bir eşitlik doğdu, onlar da, ben de hem izleyen hem izlenen olduk."

Yangın

Yanmış ormandan geçtim.
Kapkara, kömürleşmiş ağaçlar. Yanmış otlar. Çalılar. Isırganlar. Tüm börtü böcek yanmış.
Kaplumbağalar. Tosbağalar. Kertenkeleler. Yılanlar yanmış. Kelebekler bile.
Toprak öylesine sıcak ki üstüne basılmıyor. Kayalar cehennem kayası.
Yanımdaki dostum, “Bilmem biliyor musun” diyor, “böyle yangınlardan sonra, eğer yağmurlar bol
ve düzenli yağarsa bambaşka bir orman oluşur. Yeni ağaçlar, yepyeni bitkiler…”
“Ne kadar sürer bu,” diyorum.
“Havaya bağlı,” diyor. “Ben diyeyim yirmi, sen de otuz.”
“Görür müyüz,” diyorum.
“Bizler görmesek, çocuklarımız görür,” diyor.
“Onlara ormanı nasıl korumamız gerektiğini öğretmemiz gerekecek” diyorum.
“Kendimize de,” diyor dostum.
Üstüne basa basa bir kez daha; Kendimize de.

Bu

— Bu ne bu?
— Kar.
— Böyle kar hiç görmemiştim.
— Burda daha neler göreceksin.
— Neymiş göreceklerim?
— Kurt, köpek.
— Başka?
— Ayı, tilki.
— Başka?
— İşin rast giderse, bir insanoğlu.
— Bu karda mı?
— Bu karda, eğer yolunu bulabilirsen. Ya da o, yolunu yitirmişse. Artık bahtına…

Koşucu

“Hep koşuyorsun, hep koşuyorsun, hiç durmayacak mısın sen? dedim.
Ben durmasını bilmem ki, dedi. Yeter ki sizler yolumdan çekilin ve bana böyle anlamsız sorular sormayın.
Böyle koştuğuna göre varacağın bir yer olmalı, dedim. Dünyanın yuvarlak olduğunu öğretmediler mi sana? Ne kadar koşarsan koş varacağın yer burası.
Yol açın bana, yol açın, diye inledi. Bir kez durursam bir daha koşamam, bunu anlamıyor musun?”

Üç sözcükten oluşan bir cümleye
"hayat buymuş demek"
sığacak denli yalındır yaşam

insan yalnız yaptıklarıyla değil
yapmadıklarıyla da insandır

yıllardır
"bana yaşamımı geri ver"
diyeceğim
birini arıyorum

savaşa gitmedim
para sahibi olmadım
ünüm, unvanım olmadı

tüm yaşamım boyunca eksik bir şey vardı
hiçbir zaman bulup çıkaramadım."

22 Temmuz 2024 3-4 dakika 200 denemesi var.
Yorumlar