Gelir Adaletsizliği Toplumda Derin Yaralara Yol Açıyor

İzmir’in Selçuk ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Tavşantepe mevkisindeki tek katlı bir evde dün saat 19.00 sıralarında korkunç bir olay meydana geldi.

Eşi Hakan Akcan bir suçtan dolayı cezaevinde bulunan ve ailesinin geçimini hurdacılık yaparak sağlayan Melisa Akcan, 5 çocuğunu evde bırakarak hurda toplamaya gitti. Bu sırada, evde bulunan sobanın devrilmesi sonucu yangın çıktı. Alevler kısa sürede evin tamamını sararken, içeride bulunan Aras Bulut Akcan (1), Masal Işık Akcan (2), Aslan Miraç Akcan (3), Funda Peri Akcan (4) ve Fadime Nefes Akcan (5) kardeşler mahsur kaldı.

Yangını gören çevredekiler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine adrese itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yaptıkları müdahale ile yangını söndürdü.

Evden çıkarılan 5 çocuktan 3’ünün zehirlenerek hayatını kaybettiği, 2’sinin ise ağır yaralı olduğu belirlendi. Hastaneye kaldırılan 2 çocuk da doktorların müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.

Gözaltına alınan anne Melisa Akcan’ın polisteki ilk ifadesi topladığı hurdaların parasını almak için 18.45 sıralarında evden çıktığını, 19.05 sıralarında geri döndüğündeyse evden dumanların yükseldiğini görüp, bağırarak yardım istediğini belirtti.

İzmir’de meydana gelen trajik yangın vakası, gelir eşitsizliğinin ve toplumdaki adaletsiz düzenin ne denli korkunç sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seriyor. Beş kardeşin hayatını kaybettiği bu elim olay, sadece bir aileyi değil, toplumun vicdanını da derinden yaraladı. Elektrikli bir sobanın devrilmesi sonucu başlayan bu yangın, aslında daha derin bir sorunun yüzeyde görünen yansımasıdır: fakir ve zengin arasındaki gelir uçurumu ve bunun beraberinde getirdiği umutsuzluk.

Gelir adaletsizliği, düşük gelirli ailelerin güvenli yaşam koşullarından mahrum kalmalarına yol açıyor. Maddi sıkıntılar nedeniyle yaşam alanlarının güvenliğini sağlayamayan aileler, temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekiyor. Bugün ekonomik yetersizlik yüzünden birçok aile, soba gibi düşük maliyetli ancak güvenlik açısından riskli ısıtma çözümlerine başvuruyor. Yüksek gelirli kesimlerin konfor ve güvenlik içinde yaşadığı bir dünyada, düşük gelirli ailelerin en temel yaşam ihtiyaçlarını sağlarken bile tehlike altında olması, adalet anlayışımızı sorgulatıyor. Toplumsal sorumluluğun yalnızca bireyler üzerinde değil, sistemin adaletli bir şekilde işlememesi durumunda devlet üzerinde de yüklenmesi gerektiği açıktır.

Toplumsal destek sistemlerinin yetersizliği, bu tür trajedilerin yaşanmasında önemli bir etkendir. Güvenli konut, ısınma, enerji, beslenme gibi temel gereksinimlerin herkese eşit sağlanması gerektiğini göz ardı eden bir sistem, sonuç olarak toplumun en kırılgan kesimlerini felakete sürükler. Devlet destekli sosyal yardımların kapsamı artırılmalı, düşük gelirli ailelere güvenli konut imkanı sağlanmalı ve enerji gibi zorunlu ihtiyaçlar için uygun fiyatlandırmalar uygulanmalıdır. Birkaç temel güvenlik önlemi alınmış olsaydı, belki bu aile hala birlikte olacaktı. Ama yaşanan bu elim olay, yalnızca beş kardeşin hayatını değil, aynı zamanda birçok kişinin vicdanını yaraladı.

12 Kasım 2024 2-3 dakika 18 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 8 gün önce

    Maalesef ülkede değer ve önem sırasında en sonda yer alan tek olgu insan ve yoksulluk yurdumuzdan insan manzaraları en acıklı haliyle ve 5 masum çocuk yoksulluk ve çaresizlik çıkmazında hayata feci şekilde can vererek veda etti