Heyecanlı Sahneler
Bazı sanatçıların konserlerine günler öncesinden, futbolcuların maça saatler öncesinden veya politikacıların basın toplantısına saatler öncesinden hazırlandıklarını duymuşsunuzdur.Ne kadar tecrübeli olursanız olun,o işi yaparken ilk zamanki gibi aynı heyecanı duymuyorsanız o işte başarılı olamazsınız ve de işinize,eşinize ve aşınıza aşık olacaksınız ki yorulmayasınız.
Rutin ilişkilerin heyecanı olmadığı için ömrü kısa olur.
Bizim işimiz aşçılık;elimizde bulunan malzemeler ile en güzel yemekleri yapmak ve sunmak. Kendi felsefesini bölüme benimsetmeye çalışan Döndü hanım gibi "önemli olan lezzettir"demiyorum çünkü yemek,önce göze hitap eder ayrıca sadece yemek değil aklınıza gelen herşey. Etle tırnak gibidir lezzet ile sunum, birbirlerini hem beslerler hem de tamamlarlar.
Her gün o heyecanlı sahnelerin kimilerine göre kahramanları kimilerine göre figüranları kimilerine göre artisleri oluruz,yılmadan usanmadan işimizin başında olabilmenin mutluluğunu yaşarız.Sahnede olduğunuz zaman sağır ve dilsiz rolünü en güzel şekilde oynayabilirseniz sizden iyisi olmaz yoksa herkese söz yetiştirmeye kalkarsanız,dünyanın kötü adamı ilan edilirsiniz.Laf atanlar,tahrik edenler,çirkinlik çıkarmak isteyenler,kendini beğenmişler,sarhoşlar...
Bizler bu sahnelere çıkmadan önce hazırlıklarımızı var gücümüzle yaparız;saçımızı başımızı düzeltir,sakal traşımızı olur,güzel kokularımızdan sürünür,bonelerimizi,önlüklerimizi eldivenlerimizi ve keplerimizi değiştirir,peçetelerimizi elimize alır müşterilerimize en güzel ve en hijyenik hizmet verebilmenin gururunu yaşarız.
Bazen şampiyonlar ligi gibi koşuşturmacayla geçer bazen de köy bakkalları gibi sessizliğe bürünür sahnemiz.Temmuz ve ağustos aylarında sahnelerimiz çok heyacanlı ve ateşli geçer,herkesi bekleriz.
Stajyerimiz Hamide,benim şu sözlerime çok güler her büfe bitiminde:"Kendimi kucağına bebeğini almış tüm ağrıları ve stresi geçmiş anne gibi hissediyorum."