Kıdem Bu Tazminatı da Olacaktı

Ayakkabıcılık mesleğinde mesai yaptığımız zaman bir çok kalfa olsun sayacı olsun ya da işçi olsun arkadaşımız oldu. Şimdiki zamanlarda mesleğe yeni giren eleman sayısı da yok denecek kadar az desek yeridir.

Kalfa ve sayacı arkadaşlarımın bir çokları ustalarının haksızlıkları ve aymazlıkları yüzünden emekli bile olamadılar hala çalışıyorlar. Bizim ayakkabıcılıkta bir çok meslektaşımın lakabı vardır başka başka mesleklerde de olduğu gibi. Bizde böyle Yiğit Lakabı ile anılır.’’ derler... Bir saysam lakapları inanamazsınız...

Naylonkilot Sabri’miz var. Şeytan Zühtü var. Çok uyanık olduğu için öyle dediler yıllarca... Tak tak Necati var. Çekiç sallarken çok fazla ses çıkardığı için bu lakabı almış. Çingene Şehabettin var. Çingenelik ile alakası yok ama, yıllar yılı öyle çağırdılar arkadaşları ve bizler... Tüccar dediğimiz bir ağabeyimiz vardı mesela Himmet ağabey...

Bunların bir kısmı benden küçük, bazısı benim yaşıma yakın, bir kısmı da yaşça benden büyüklerdir. Çalıştıkları zaman ustaları, yani atölye sahipleri girdi çıktı yaparlardı. O zaman sigortanın emekliliğin ne kadar hayati bir şey olduğunun farkına varamadılar. El işçiliği de bitmek üzere zaten, işsiz kalmaları büyük olasılık. Tanıdıklarım arasında emekli olan belki iki elin parmakları kadardır. Onlarda akıllı davranıp sigortalarını kendileri ödemişlerdir mutlaka...

Bu arkadaşlar emekli olamadıkları için kıdem tazminatı da alamadılar haliyle. Birçokları ustalarıyla mahkemelik oldular, bir çoklarının işi de Mahkeme-İ Kübra’ya kaldı haliyle... Yazık gerçekten, benim meslektaşlarım bu muameleyi hak etmediler... Kimisi ustasını mahkemeye verdi, kimisi de ’’Ekmek yedim ben abi ondan nasıl yaparım deyip sineye çekti.’’ bu durumu...

Şimdi devlet daha dikkat ediyor böyle konularda. Ancak el işçiliği haliyle yok olmak üzere, hakimiyet makinaların artık her konuda bu saatten sonra... Yazık etmesinler işçilerin haklarına patronlar, beddua almasınlar... Vebali ağır olacaktır...

06 Mayıs 2024 1-2 dakika 1393 denemesi var.
Yorumlar