Kitap ile Televizyon
Kitap ile Televizyon arasındaki 2 temel fark:
1. a) Kitabı anlayabilmek için eğitim gerekir. Bu da yaşa bağlı belirli bir zihinsel yeterlik düzeyini mecbur kılar.
1. b) Televizyonu açabilen veya açık gören herkes izleyebilir. Önünde engelleyici herhangi bir eğitim kısıtlaması yoktur.
2. a) Kitap hayal gücü gerektirir. Anlatılanı okuyucu kafasında kendisi canlandırmak zorundadır. İmgelem bireysel olarak kullanılır.
2. b) Televizyonda her şey hazır sunulmaktadır. İmgelem neredeyse sıfıra iner. Hayal gücü kullanılmaz. Beyin hazıra alışır.
Örnekler:
1. Şiddet içeren olayları anlatan bir kitabı 3 (üç) yaşındaki bir çocuk zaten okuyamayacağı için anlayamayacaktır. 12 yaşındaki bir çocuk okuyabildiği halde öyle bir kitap anlama ve ilgi seviyesinin üzerinde olduğu için yine eline aldıktan bir süre sonra bırakacaktır. Ama televizyondaki şiddet sahnesini 2 (iki) yaşındaki bir çocuk bile izleyebilir.
2. Kitapta "adam eve geldi" diyorsa, okuyucu mecburen ev ile adam imgelemlerini zihninde kendisi oluşturacaktır, bu da düşünsel etkinliği artıracaktır. Herkesin zihninde canlanan ev ile adam farklı olacaktır. Televizyonda ise eve gelen adamı kendisine verilen görüntü ile olduğu gibi kabul etmek zorundadır. Bir tür dayatma vardır.
Yaratıcılıktan uzak bir nesil yetişiyor maalesef tv karşısında ve internet ve dahi akıllı telefonlar sayesinde, üreten toplum değil tüketen bir topluma dönüştük giderek Deniz bey
Gelişmiş bir çok ülke de televizyona Aptal Kutusu tabirini kullanırlar. Televizyon görsel olarak kolay izlenir ve bilgi de kolay alınır zahmetsiz, oysa kitap öyle mi, emek ister, sabır ister, okumak ister, okudun mu seni aydınlatır, başka dünyalara, başka başka insanlara götürür. Çok küçük yaşlarda okuma alışkanlığını edinen bireyler yaş ne kadar ilerlerse ilerlesin bundan vaz geçemezler... Hele de çok kanallı televizyon kanallarında dediğiniz gibi çocuklarımızı olumsuz etkileyecek bir dolu program var, gözleri bozduğu da aşikar o nedenle her zaman okumak ve yine okumak... Kutlarım içtenlikle...