Korkuları Aşınca
21.yüzyıl.. Köleliğin asrı.. Ustaca hazırlanmış , sinsi, vahşi bir köleliğin asrı. Saçma gelecek kadar tuhaf, gülünecek kadar basit, kurtulamayacak kadar damarlarımıza işlemiş bir kölelik... Korkaklık..
Hepimiz korkularımızın esiriyiz ve bundan kimse şikayetçi değil. Çünkü kimse (görünürde) kırbaç yemiyor bir başkasından. Öyle zannediliyor ki kırbacı vuran efendi de, kırbacı yiyen köle de bizzat kendi şahsımız. İnsanlar korkularıyla yüzleşmeliler.. Özgürlük için olması gereken budur ve tabi ki asi bir ruh. Korkularına isyan edebilecek, onlara meydan okuyabilecek bir ruh..
Korkular insanı köle yapar ,kendine.. Ama sadece kendine mi ? Hayır.. Bağımlılıklar, kaçışlar ,tutunuşlar kısaca bizi biz yapan (!) davranışlar..
İnsanı korkuları mı yönetir? Bir nebze evet , bir nebze hayır. Cevaplar, yine bizde.. Ve sonuç , isyan..
İsyan kutsaldır. Ama kime ve neye ? Ya da her isyan kutsal mıdır ?
Korkularımız, yani köleliğimiz.. Korkular içimizde. ama hangi korkumuzun bir efendisi yok ki ? Düşünmek ...
İsyan düşünmekle başlar !
.