Kötü Olaylar Ya Hiç Olmasaydı

Yaşadığımız bu hayatta sadece bir gün içerisinde bile sayısız olay yaşayabiliyoruz. Bazıları günlük rutin hayatımızda alışılageldik olaylar olabiliyorken bazen ise tamamen farklı bir senaryo ile karşımıza çıkabiliyor hayat. Peki, arkamıza dönüp baktığımızda yaşadığım ız onca anının ve olayın içinde kötü olanların hiç olmadığını ya da olay örgülerinin farklı olabileceğini hiç düşündük mü? Kötü geçen bir günde verdiğimiz yanlış kararlar belki de şu an bizi bambaşka bir hayata sürüklemiş olabilir. Söylememiz gerekirken söyleyemediğimiz şeyler, hayatımızı nasıl şekillendirdi? "Keşke o gün oradan geçmeseydim." ya da "Keşke onu hiç tanımasaydım." dediğimiz anılar mutlaka olmuştur. Bu soru bana göre hayatımı baştan sona değiştirebilecek bir soru. Seneler önce, daha henüz bir çocukken yaşadığım o kötüden de kötü günü hiç yaşamamış olsaydım... Az değil, dört ay boyunca felçli bir şekilde yatağa mahkûm kalmasaydım... Tam iyileştim derken yürüme yetimi kaybetmeseydim... Nasıl biri olurdum, diye düşünüyorum bazen. Küçüktüm aslında. Bir çocuğun hayata karşı bakış açısı nasıl değişmiş olabilirdi ki, değil mi? Peki, yaşadığımız kötü olayları hiç yaşamamış olsaydık, şu an olduğumuz gibi olabilir miydik? Kendimize hayat tecrübesi olarak edindiğimiz o anları tekrar yaşamamak için verdiğimiz çabaları şu anda veremezdik belki de. Hayatı tozpembe yaşamak mümkün değilken, biz nasıl kötü anılarımız, hatalarımız, keşkelerimiz olmadan yine biz olabilirdik? O gün o yoldan geçmediğimizde veya o kişileri tanımadığımızda, ilerleyen zamanlarda çoğu şeye hazırlıksız yakalanmaya davetiye çıkarıyoruz aslında. Tabii, bazı kötü durumlar çok ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Ama sonuç her ne olursa olsun insan, kendine kattığı tecrübeleri – kötü bile olsa – kendi içinde kabul etmelidir. Bu kötü olaylardan nasıl kurtulduğumuz, o psikolojiden nasıl çıktığımız bizlere büyük bir ders oluyor. Çünkü insanın verdiği en büyük mücadele, her zaman kendisi için verdiği mücadeledir.