Mutlu Evliliğin Sırrı
"Mutlu evliliğin sırrı nedir?" Çok basit hem de iki kelime,bunu öğrenmek için evlilik ve çift terapislerine gitmenize gerek yok ki ayrıca bunalıma girip çeşitli psikolojik ilaçlarını kulllanarak "ilaç bağımlısı" olmanıza da gerek yok.
Peki ben nerden biliyorum bunu,dünyanın en iyi üniversitesinde psikoloji alanı üzerine doktora mı yaptım,hiç alakası yok.Boşanma davalarını yürüten avukat,hakim,savcı mıyım,değilim.Aile danışmanı mıyım,hayır.
Kendi ailemden biliyorum rahmetli babam mütevazı biriydi,bir o kadar da duygusaldı,telefonda bizlerle konuşurken bile ağlardı.Babamın özellikleri şunlardı:
Kimseden zorda kalmadıkça borç almazdı.
Aldığı borcu ise söz verdiği günde kesin verirdi.
Çok yardımseverdi,pazardan aldığı elmaları gördüklerine dağıta dağıta eve gelirdi.
Akrabalarımızdan kim hasta olsa,kaza geçirse otobüse atlayıp geçmiş olsuna giderdi.
Tanıdığı tanımadığı herkesin cenazesine gider baş sağlığı dilerdi.
Yemek seçme gibi bir huyu yoktu,önüne ne gelirse yer,Hakk'a şükrederdi.
Bahçe işleriyle uğraşmayı çok severdi;çiçek sulama,fidan dikme,budama,çapalama,ilaçlama...
Temiz ve tertipli giyinirdi.
İmecelerin baş rol oyuncularındandı.
Alkol ve sigara kullanmaz,oyun bilmezdi hergün kahvehaneye gitmesine rağmen.
Annem ise babamdan on yaş küçük ve babama göre tez canlı,konuşkan,pireyi deve yapan tiplerdendi örneğin, babam pazardan bir şeyi unuttu ya da elektriği açık bıraktı başlar annem:
" Sen hep böylesin,aklın nerde,herşeyi unutuyorsun."
İki farklı dünyanın insanları tam elli yıl aynı yastığa baş koymuşlar dile kolay,babam vefat ettiğinde yetmiş beş yaşındaydı,bense otuz beş yaşındaydım.Bütün bunları mutlu evliliğin sırrına kanıt olsun diye yazdım:hoş görü.
Sözcükteki anlamı şu:
Hoşgörü, müsamaha, tahammül, tesamuh, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir.
Nikah dairelerinin duvarlarında şu pankart asılmalı:
"Kem gözlü olma,hoşgörülü ol!"
Babalarımız, annelerimiz evliliklerinde mutlu kalma konusunda bayağı tecrübe sahibidirler hocam. Ne mutlu sabrederek, hoş görerek evliliklerini 50- 60 sene yürütenlere. Bu güzel yazıyı kutlarım üstadım. Sağlıcakla esen kalın.
Çok beğendim. Kaleminize sağlık Hüseyin hocam.
Bir erkek ile bir kadının mutlu birlikteliği dünyanın en güzel olaylarından olsa gerek. Sevgi aşk hakkını verirse insan nede güzel. Kadının erkekten korkması ya da tersi erkeğin kadından korkması çok gereksiz ve saçma sevgi varsa bunlar olmaz zaten. Antik Çağ düşünürlerinden Sokrates de "Mutlaka evlenin kadınınız iyi çıkarsa mutlu olur iyi çıkmazsa da filozof olursunuz." Demiştir... Kutlarım yürekten