Şehir Eşkıyalığı
Evet, şehir eşkıyalığı deyip geçmeyin... Normal dağdaki eşkıyalığa pek benzemez, dağda ki eşkıyalar şehir eşkıyalarından biraz daha medenidir, en fazla yakaladıkları adamın üstündeki değerli eşyaları paraları alırlar ve serbest bırakırlar, oysa ki şehir eşkıyaları öyle mi...
Adı üstünde şehir eşkıyaları, ilk önce araba kullanırken olur olmaz makas atmayı, asker uğurlaması yaparken yol kapatmayı, daha sonrada ufacık bir hata yüzünden bazı arabaların önüne direksiyon kırmaya ve ellerine de levye yada beysbol sopası almaya, o yoksa silah çekmeye bayılırlar... Şehir Eşkıyalığına soyunan elemanların bu incelikleri çok iyi bilmesi gerekir...
Ayrıca çoğu zaman üzerlerinde ruhsatsız silah bulundurulacaktır... Düğünlerde yasak olmasına rağmen, havaya durmadan pompalıyla ateş açmak ve birilerinin de ölmesine neden olmak, onların olmayan vicdanını da hiç rahatsız etmeyecektir... Şehir Eşkıyalığına soyunacak adamların bunları dikkate alması, incelikleri bilmesi kendi menfaatlerine olsa da halkın, yani bizim menfaatlerimize hiç uygun değildir...
Bir başka husus, sokakta yalnız yürüyen bayanlara laf atmak, sıkıştırmak veya boşandığı karısını, ayrıldığı nişanlısını, uzaklaştırma kararı olmasına rağmen darp etmeye, öldürmeye çalışmak, şehir eşkıyalığının olmazsa olmazlarındandır...
Tahmin edeceğiniz gibi, bu şehir eşkıyalarının bir çoklarının okuma yazmaları dışında eğitim seviyeleri de ilkokul düzeyindedir... Kitap gazete okumayı bırakın, türkü okumayı bile bilmezler... Ancak karşılarındaki adamların, kadınların canlarına okumayı iyi bilir ve becerirler...
Bir başka önemli hususta ambulansa yol vermeyen şehir eşkıyaları ki bunların zaten ne dünyada ne de ahirette gün yüzü görmemeleri gerekmektedir... Bizden uzak, Allaha yakın olsunlar diyeceğim ama, Allah korkusu olmadığı için onlarda bu da mümkün olmaz sanırım... Şehirler bu eşkıyalardan temizlenmeden huzuru bulamazlar...
Ne diyelim, bu tür şehir eşkiyalarına Allah, akıl fikir versin. Maalesef önlerine geçilemiyor bu yaptıklarının. Büyük bir kanayan yara aslında bu. Bir türlü düzelmeyen çirkin hareketler. Bu güzel deneme yazıya değindiğin için teşekkürler Ahmet Hocam. Kalemin daima yazsın.