Yaşlılık

Yaşlılık;tüm canlıların kaderi,Allah'ın emri,insanların ise bilmek istemedikleri tek bilgi veyahut kabullenemediği tek histir.Özellikle bayanları kızdırmak için iki cümle kurmanız yeterlidir:

1."Aaa,siz çok yaşlanmışsınız."

2."Siz biraz kilo mu aldınız?"

Onların "yaş"ile "kiloya" biraz takıntıları vardır şöyle ki,yetmiş yaşındaki ihtiyar ve şişman teyzeye;

"Teyzecim siz çok genç ve güzel görünüyorsunuz,"deseniz size minikleriyle eşlik eder ve mutlu olur yani kadınlar, her yaşta ve her koşulda sevildiklerini duymak isterler.

İnsanoğlunun şu hayatta öldüremediği tek şey 'ölümdür.'İstediği kadar malı mülkü olsun,istediği kadar yeterli ve dengeli beslensin ölüm,kaçınılmaz bir gerçek,yaşlılık ise bizi ona yaklaştıran bir köprüdür,her ne kadar düşünmesini istemesek de.

İnsan yaşlandığını nasıl anlıyor biliyor musunuz? "Aynaya bakarsın,saçında aklar varsa,yüzündeki çizgiler belirginleşmiş ve derin soluksa,elmacık kemiklerin yumurta gibi dışarı fırlamışsa,gözlerinde gözlük,ağzında da takma diş varsa yaşlanmışsındır."gibi komik bir cümle kurmayın derim,bunlar doğrudur ama yeterli değildir.

Ben yaşlandığımı dün anladım,nasıl mı,karşıdan karşıya geçerken.Ben hala trafik işaretlerine bakıp sağı solu gözetlerken küçük,orta yaşlarda bir adam,yeşil ışık yanar yanmaz karşıya atlayıverdi hem de iki adımla.

Daha dün dört nala koştuğum o yolları,adımlarım küçülünce çok iyi anladım dünyanın kaç bucak olduğunu.

Şimdi soruyorum,hiç ölmeyecekmiş gibi çalışıp mala tapanlara,

Miras yüzünden kanlı-bıçaklı olmuş kardeşlere,akrabalara,

Konuşmayı sanat bilip halkını kandıran politikacılara,

Mum gibi günden güne eriyip giderken ömrümüz,azgın nefsimiz hangimizin derdine bir çare buldu?