Zamanın Değeri
Zaman... Zaman, ben bu yazıyı yazarken bile geçiyor ve biz farkında bile değiliz. Zaten ne zaman fark ettik ki? Peki, bu zaman geçerken bizler ne yaptık? Bazılarımız geçmişte kaldı, bazılarımız anı yaşıyor, bazılarımız ise geleceği düşünüyor. Peki, bunun bir faydası var mı? Veya hangisini yapmak doğru?
Geçmişte kalan bir insan, gelecekteki beklentilerini ne kadar karşılayabilir? Anı yaşayan birisi, geçmişi mi unutmaya çalışıyor? Geleceği düşünen birisi neden ölüm yokmuş gibi davranıyor? Asıl mesele, bu üç kavramı bir arada yapabilmek: Geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarıp, anı yaşarken verdiğimiz kararlarla geleceğimizi şekillendirmek.
Verdiğimiz her karar, vazgeçtiğimiz yollar, geçtiğimiz sınavların hepsi bizim için ya "keşke" olacak ya da "iyi ki". Ama şartlar ne olursa olsun, her insan kendisi için yaşar. Kimsenin zamanının ne zaman dolacağını bilemeyiz. O vakte kadar kimlerle karşılaşacağımızı, nasıl bir birey olacağımızı veya gelecekte nasıl ebeveynler olacağımızı şekillendiriyoruz. Tabii gerek jeolojik, gerek biyolojik kavramlar yaşantımızı mutlaka etkiliyor.
Ama her ne olursa olsun, bu dünyada imkansızlıklardan imkan yaratan ve başarılı olan çok insan var. Zaman akıp gidiyorken kendimize sormamız gereken soru şu: Bu kadar zaman içerisinde dünyadaki yerimi bulup, kendim veya diğer insanlar için bir şeyler yapabilecek miyim?
Hepimiz hayatımız boyunca, gerek aile, gerek yaşam şartlarından dolayı istemediğimiz işleri yapıp istemediğimiz insanlarla muhatap olmak zorunda kalıyoruz. Bu konularda öncelikle hiçbir sıkıntının sonsuza kadar devam etmeyeceğini ve her zaman bir çıkış yolu olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Asla hiçbir şey için "Artık çok büyüğüm, bunun için geç kaldım, artık olmaz," dememeliyiz. Belki de yaparken çok eğleneceğimiz ve bizim için harika fırsatlar olabilecek şansları geri tepmemek gerekiyor. Bu hayatta yaptığımız seçimlerin sonuçlarını yaşamak her zaman iyidir çünkü "keşke" dediğimiz durumlar, ölene kadar içimizde bir ukde olarak kalıyor.
Herkes hayatından mümkün olduğunca "iyi ki" diyebileceği şeyleri tutmalı çünkü geçmiş zamanlara bakıldığında, çok ufak şeylerin bile kelebek etkisi yarattığını biliyoruz. Neredeyse her duruma erişim olanağımız varken, bu kısa zamanımızda kendimiz için güzel şeyler yapmalıyız.
Hem akıcı, hem de içerik olarak kendini okutan denemelerin var Kadir Berk. Tebrik ediyorum.
Zamanımız sonsuzmuş gibi davranıyoruz gerçekten de. Ölüm diye bir şey olduğunu kafamızın bir yerinde hep bulundurmalı, ara ara tekrarlamalıyız kendimize. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu da hatırlarız belki bu sayede. Çok düşündürücü, bir o kadar da akıcı bir yazıydı. Kaleminize sağlık...
zaman sessiz bir katilin adımları gibi yaklaşıyor ve her saniye bir damla daha eksiltiyor ömrümüzden ne kadar farkına varmasak da o hep bizden hızlı koşuyor peki biz ne yapıyoruz bu sonsuz gibi görünen fakat her an tükenen kum saatinde geçmişe mi tutunuyoruz anın içinde mi boğuluyoruz yoksa geleceğin hayaletini mi kovalamaya çalışıyoruz ????
tebrikler 🎈