Birgül'ün Hediyesi

Yaklaşık sekiz yıl süren sanal aşkımdı.Diyeceksiniz "sanal aşk mı olurmuş,olsa da bu kadar uzun sürer mi?"Sekiz yılı,sekiz satırla özetleyecek kadar rüya gibi geçiverdi hayat,pişman değilim ama onca vaktini bana harcadığı için hala üzgünüm.

Askerdeyken doğum günü hediyesi göndermişti hiç unutmuyorum,insan, yalnızlığı en çok nerede çeker bilir misiniz? Hastanede,askerde ve hapiste.

İnanın hediyenin ne olduğunun önemi yok-cüzdan,kemer ve saat- önemli olan size her an yanınızda olabileceğini hissettirmek.

Ama küs ayrılmadık.

Ortak karar vererek bu ilişkinin sonlandırılmasının ikimiz için de en doğru sonuç olacağına inandık.

O hatalarıyla yüzleşti ben hatalarımla yüzleştim.

Şiiri çok severdi,onunla karşılaşmak mümkün olsaydı,Hüseyin Nihal Atsız'ın şu güzel şiirini okurdum:

"Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden…
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma ‘Kaabil’
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik."

27 Eylül 2024 2-3 dakika 545 öyküsü var.
Yorumlar