Aylardan Eylül Günün Dokuzu
Sus
Dinle
Bak geliyor
Ayak seslerini duyuyor musun
Güz başı Eylülün ayak sesleri bunlar
Kapı aralığından uzatmış başını yaramaz çocuk
Uzaklardan gelen gök gürültüleri
ağlayan göğün katmanları homurdanıyor
Yere düşen gözyaşlarıdır
toprağı türüm türüm kokutan
Perde pere inen mavilikler
karaya
griye dönüyor
Bazı kızarıp bozararak hiddetli bir hayli nedense
Dinle yağmur damlalarını
ne diyor
tıpır tıpır
ayvası bol bir sonbahar
zeytini kaliteli bir Marmara
Ege mi muştuluyor
Yoksa
kara kışın habercisi mi
o iri dolu taneli beyaz çocuk bilyeleri
Ayrılığın resmi mi o tablo
Kesişen
yaşam sokaklarının kaybolduğu caddelerde
Yüzünün esmeri sesine sinmiş
Annenin ninnisi uyutamıyor
sütü çekilmiş
karnı aç belli bebeğin
Belediyenin verdiği süt kalmışsa ondan biraz verecek çaresiz
Uyusun sabi
boğulacak hıçkırıklarında
Bir gelinin ağıdı yankılanıyor
yanık hasret türkülerinde
“Yarim İstanbul’ u mesken mi tuttun”
Arkasından umarsızca
“Kara tren gecikir
belki de gelmez”
Bıldır gitti baharın bitişinde
sigortasız amele
varsıla saraylar yapan
Dönmedi aylar oldu
Döndü kırlangıçlar
saçaklara
Yaren leylek bile
Manyas’taki balıkçının kayığına
Hepsi çoğaldı ikişer üçer
götürdü yanlarında öteki diyarlarına
Bizimki okula başlayacak
Okuyup büyük adam olacak
Yazacak tahtaya
Atatürk yurdu düşmandan kurtardı
Yaşa Atam yaşa
“Açtığın yolda
Kurduğun ülküde
Hiç durmadan yürüyeceğime
And içerim”
İşte
bu gün
o gün
9 Eylül İzmir’ in Kurtuluş Günü
Yalnız İzmir’ in mi
Tüm Türkiye'min
Döktük dış düşmanı denize
Sırada iç düşmanlar
Hainler
Nankörler
Atatürk
Laiklik ve
Cumhuriyet düşmanları
Soyunu sopunu unutmuş
Arap hayranları
Bilmezler mi Araplaşmış tüm Türk devletleri yıkılmıştır
Başımıza pkk’ yı
fetöyü bela edenlerin uşakları
Uzak bahçelerden gelen köpek sesleri bölüyor
Fısıldaşan yıldızların uyumlu danslarını
Düşen bir gök taşı
Kayan yıldız neyin habercisi
Eğer ki
“aydınlık günler yakın
doğacaktır sana vaat ettiği günler hakkın” ise
biz onu biliyoruz zaten
Dememişler miydi
“Güneşe akın var güneşe akın
Güneşin zaptı yakın”
Biz biliyoruz ki
Gün doğmadan neler doğar
Umut kesilmez doğacak günden
Zaten onu bekliyoruz ki biz umutla
özlemle
Severim Eylül'ü
Sarı saçlarını
Atamınki gibi mavi boncuk gözlerini
Eylül sevgi ayıdır
Aşıkların ölesiye seviştiği
İki damla yaşı ırmak eden ayrılıkların
Kurtuluş ayıdır Eylül
Düşmandan
Dertten tasadan
Ölümcül hastalıktan
Eylül yağmurla toprağın kavuştuğu
Asma ile üzümün barıştığı
Kekremsi
allı morlu
beyaz şarabıyla
Sıva toprağı renginde
mor
siyah pekmezi
dertlerin devası
Başımın sevdalısı Eylül
Gazeline bastığımda
çınarın
içimi gıcıklayan ürpertisi
Bir başka eser yel Eylül'de
Kuzeydoğudan başlar
Savurur saçlarımı
Alnıma vurur yalazı
ürperten serinliği
tüylerim diken diken olur
Kuzeybatıdan üfürür
sarsar dallarını
Ayırır dalından
döker yaprağını meşenin
sararmış çimenlerin üstüne
rengi solmuş çiçeklerin arasına
savurur kozalaklarını tepelerden aşağıya
Başkadır
yanan alnımı yalayan meltemi Eylül'ün
Poyrazı üşütür Eylülün
Vira bismillah der balıkçı takaları
Parlar hamsilerin pulları suyun yüzünde
Suyu ılık olsa da sudan çıkınca üşür her yanın
Hacı leylekler gitmiş olmalılar
Takırdamıyorlar kırık minarenin aleminde
elektrik direklerinin tepesinde
Saçağımızdaki kırlangıçlar
sökün etti edecek
dayanamam onların ayrılığına
Katar olmuş tren kompartımanları istemem
İçim cız eder
Bilirim ki onlar koyulmuşlardır yola
Zordur her şey
ayrılık Eylülde
Grev ayıdır
Çalıştırdığı işçinin hakkını vermeyen işverene
devlete karşı hak arama ayıdır
dostça
en demokratik
hukuka uygun
En güzel şiirler Eylül'de yazılanlardır
dokunaklı
hüzün dolu
Özlem kokar buram buram
mektupların zarfı
Eylül'de
Önlüğüne ilişmiş tek düğmede savrulur yakası
koşarken Mevlüt’ün
Sırtındaki yeni çantasında
su dolu matarası
sulu boyası
kuru boyası
pasteliyle
Resim defterinin beyazlığı vardır yüreciğinde
Al al yanakları ile
Koşar okul yolunda
Barındırsa da içinde çelişkileri
Ayırır
aydınlıkla karanlığı
Eşitler
gece ile gündüzü Eylül
Hissettirir
teninde sonbaharı
Ben Eylül'ü çok severim
Eylül ayların en güzelidir
Eylül'de aşık olunur Eylül'e!
Kaleminiz var olsun hocam nefis bir eser
Kutlarım Sayın Emer emek emek dokumuşsunuz Eylül'ü
Sevilmez mi Eylül? Sonbaharın, kara bulutların, ölüp dökülen yaprakların habercisi olsa da bizi bize kavuşturan yani 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu münasebeti ve bağımsızlığımızın mihengi olması nedeniyle sevmemek ne mümkün. Var olun öğretmenim. Sonsuz saygılarımla....