Babama
O gün; yüreğim sanki bin parçaya bölündü
O gün; koca bir devrin son bulduğu bir gündü.
Filizlenmiş hayaller bir anda düştü suya
Acılardan kurtulup, o gün daldı uykuya
Ona fayda vermedi candan azizler bile
Didinip çırpındığı her şey oldu nafile
Rabb'i ile baş başa, ameller sermayesi
Altmışbir yıllık ömrün imtihandı gayesi
Merhamet, ahde vefa, itikadı sonsuzdu
Neme lâzımdan uzak, cömert ve korkusuzdu
Yakup benzeri baba, Eyyûbî sabra haiz
Kadrini ne yazık ki çok geç anlamışız biz
Ciğerinde yaralar hasretinin izleri
Eritirdi dağları yüreğinin közleri
Buğulu gözlerinde insafın keskin nuru
Simasına sinmişti tecrübenin onuru
Dilinden eksilmeyen zikri gıda bilirdi
Ahlâkça, kokmuş olan sularla içilirdi
Bir anda kopuverdi onun için kıyamet
Hüzne boğuldu her yan; dağlar, taşlar, köy ve kent
Her yürek dinmek bilmez bir volkana dönüştü
Kâinata o sabah sanki bir şivan düştü
Gözümden akan yaşlar kan mı yoksa kezzap mı?
Bana reva görülen imtihan mı, azap mı?
Bir can borcun var idi, onu da verip gittin
Zavallı evladını kime emanet ettin?