Babamın Gözyaşları
Bir bu acıyı saramadım
Bu öyle bir acı ki
Babamın gözyaşlarını çözebildiğim yaşa varınca anladım
Bir dert ki,
Tesellisi bulunamayan
Aynada yüzüm
Bir düşman olarak yetti
Evet
Apaçık bir düşmandı o bana
Sorulacak hesaplar peşinde koşardı
Durmadan kurcalardı yaşamayı inatla
İştah;
Bir kedi gibi maskot olarak yaşamaya başlamıştı yanımda
Sobanın dibinde kalan düşüncelerimin sıcaklığında
Beklerdi umudum
Tahakkuk edecek bir şeyin mayasını elleyerek
Sabrı taşırdı inancım
İnancım,
Benim dik başlı duruşum
Benim Allah'tan başka annesiz kimsesiz oluşum
Umudumun da dayandığı yer
Yoksa ne için akardı ki göz yaşı
Değil mi ki o;
Kıldığım namazlarım,
Kanayan yerlerime sürecek bir ilaç arayışım.
Kaygılar ile ovuluyor yüzüm geceleri baba
Gece,
ağlamak için bir sebep değil mi zaten
Yaşamak sancılanıyor gövdemde,
Baltayla kesilen bir ağacın dalları gibi kollarım baba
Tel örgülere sarmışlarda beni sanki,
anamın kucağında uyuduğum zamanların hasretini söküyorlar içimden
Tek başına yaşamaya bırakıldım burada
Yoruldum baba
Her sabah,
Hırıltılı bir öksürükle soğuğun özünü hisseden vardiyalı bir işçi gibi
Ayarlanmışım dünyaya
Çekilebilcek dertlerin olduğu bir yer değilmiş meğerse burası
Her sabah suyun berraklığı anımsatıyor bunu bana
Görünüyor,
yüzüme çaldığım suyun ağladığı
Bir öğretmen tazeliğinde hayat,
Okunuyor üzerimden ilk ve son dersi
Yalanmış, yalamaymış burası baba
Yalnızca zarif ve iyi hallerini tutturuyorum ellerime
Ölmeden bir kaç şeyi hatırlamak için
Bir bu acıyı saramadım,
Anama çevrilmiş gözler
Ben sessiz
Anam sessiz
Ölüm sessiz
Babamın gözyaşları..
Bir resim ki,
Hala
Akıp giden bir nehir gibi içimde..
Ömer Altıntaş