Başaklar Eğince Boynunu Zindanlarda

başaklar eğince boynunu zindanlarda
yine mi göç başlar
tası tarağı dürüp, mahur yalnızlık toplanınca göz çukurlarına

bundan mı ağlamaklıyız hep
kör topal kaçarken içimizden son cümleler
suskunluk yakıştırırken akşamın yılışık dudaklarına

fitili yakarız o meyhanede
sancır göğsümüzdeki el değmemiş yaralar



üfle geçsin rüzgâr
dudağımda,
dil yanıkları

bozuk bir plağın kulağımın kaslarını felç ederken çıkardığı cazırtı
işte yine o çaylak kadın sesi
yine o şarkı

kaçsam,
kadeh yarım
peynire değmemiş bile çatalım

ve öylece dururken
sigaram, çakmağım
ilk duman firar iken ciğerimin puşt zulasında, genzim hep nikotin
sinmişken kederim, masa örtüsüne


kalkamam
sıtma tutmuş yüreğimin başını döndürmeden, sarhoş sandalyeden
varsın da düşsün ceplerimden şair

hep içmez miyiz biz
harfler yağarken yağmur misali
şakağımızdan damlamaz mı şiir, ağlarken virgüle

yalandır o yüklem
özneye küfreden, yoksunluğun cinnetidir giydiğin deli gömlekler
noktalardan korkar sıradaki harfler

ne çok var
ne çok eksik
yazılacak depresif şiirler

işte bu yüzden yangın
dilim
kursağım


üfle geçsin rüzgâr
dudağımda,
dil yanıkları ...