Bendeki Sen

Minik bir serçenin kanatlarıydı özgürlük
Büyük bir devin kalbindeydi hüzün
Sessiz çığlıkların arkasındaki gerçek
Kutuplardaki son buz tanesi üzerindeki son kardelen

Mapus damındaki güvercin
Soğuk demirler arasındaki hasret
Ölüm kokan ranzadaki kırık kalemim
Soğuk duvarlar arasında sıkışan ruhum
Sen buz tutan nefesimde masumiyet

Bağ bozumu kokar benim sevdam
Bir şarabın mayhoşluğunda alırım tadını
Kan kırmızısı dudakların tel tel saçların

Yeni doğmuş bir bebek gibi masum
Yaşlı bir beden gibi umarsız
Kurumuş bir çınar kadar yalnız
Soğuk bir kış günü kadar beyaz
Düşlerim ...Gerçekler

Anne karnından sökülüp cektiğim nefesle ağlamak
Yalnızlık deryasında boğulurken aşk çölünde yanmak
Cehennemin tam ortasındayken cennete düşmek
O kadar insan varken anne diye bağırabilmek
Kızdığım ama küsemediğim
Vurduğum ama kıramadığım
Durgun durgun akarken birden çağlamaktır sen