Bordo
Yürüyüşün ele veriyor asaletini,
el'e verme kendini,
ağrıma gider.
Sen benim yirmili yaşlarımın,
karın ağrısısın.
İlla gideceksen ağrıma git.
Yalnız orada bulurum seni,
eline veririm yüreğimi.
Hayatımda rayında giden tek şey,
seni götüren tren.
Sana çıkmayan bir rayda,
raydan çıkan hayatların hatrına,
doğduğum yerlere dönüyorum.
Sabah çayı, zeytin çekirdeği, peynir,
kahve altı muhabbeti,
hepsinde bir parça var senden.
Bir parçanın melodisi kulaklarımda.
Bu parça,
bu gece ne iyi gider dedikleri,
şarkılar değil,
gölgen.
Senin gölgeni yansıtmayan,
bir sabah güneşi,
sabah çayında yumurta kokusu,
zeytin, peynir, parçalar...
Hepsinde biraz kokun var,
ama hiç birinde izin yok.
Bunlar yeter,
şükret diyen bu ses de,
senin sesin.
Oysa ben yumurtayı bile
senin sahanda severim.
Çok güzel hoş geldiniz İsmet bey yeniden :))