Cinayetinin Katili
Ölümün anılmadığı zamanlarda
Ölüm kendini unutturur
Karanlık bir duvarda asılı
Kara kalemle yazılı, o şiiri okur
Ahh!
İnsan toprak
O halde toprağın olduğu her şey insan
O halde insan bir mezarlık
İnsan bir ağaç
İnsan bir solucan
İnsan bir nefes
İnsan insandan başka her şey.'
Şiir burada biter
Çocukluğunu avlamıştı
Maun bir masanın üzerindeki kafeste
esir tutmaktaydı
Gökten üç şiir düşer
Birincisini kuşlar kapar
Diğerini yoksulluk
Sonuncu şiiri rüzgar getirir
Duvara asar
Gökten düşen bu üç şiir
Bir öykünün sonu olsa gerek
Şükür ki benim öyküm değil
Şiir okunmaya başlar
Deli imamlı caminin minaresinden
Yakut Amcanın iki pilli teybinden
Sarhoş Hamdi'nin dönmeyen dilinden
Şiir okunmaya devam eder
Perdeler titremektedir
Perdeler titremektedir
Perdeler titremektedir
Öyle ki perdeler bir sırrın muhafızıydı
Anam öyle derdi, yüzü nurdan anam
Perdesi açık olan evden kork oğlum
Perdesi açık olan evin mahremi olmaz
Perdeler yırtılır
Perdeler yırtılır
Perdeler yırtılır
Selim...Selim...Selim...
Uyan arkadaş!
Yedi iklim görmedik daha
Yedi evliya...
Yedi kızın dudaklarından öpmedik
Uyan Selim...
Bin pişmanlık doğar batıdan
Benimki değil
Ben sadece hamallığını yaparım beyim
Uzaklardan getirdim
Tuzaklardan geçerek
Geldiğim yerden bu tarafa kıyamet yaklaşmakta
Haber edeyim beyim
Uyaklar ölmüş,şiirler yıkık
Ondan eğri durur dersin gökyüzü
Şiir biter
Deli imamlı caminin minaresinden yanık bir sela duyulur
Öncekilerden farklı
Bu kimin selasıdır, ey yolcu!
Ölümündür, beyim
Ne dersin, yolcu esrik misin
yoksa eksik mi söyler dilin?
Ölüm ölmüştür beyim
Ölüm ölmüştür
Vasiyeti de beni ölüler gömsün'dür
Yakut Amca'nın iki pilli teybinden
Gesi Bağları türküsü duyulmaktadır
Yolcu kulaklarını tilki edasıyla dikerek:
Hah! İşte oraya gömülecektir
Gökten üç şarap şişesi düşer
Biri boş ikisi dolu
Birincisini Sarhoş Hamdi içti
ama bu şarabı içebilmek için
önce kusmak gerek,dedi
Diğerini de yolcu içti
Han gerek devranda
Hancı gerek o handa
Devran ince bir yoldur uzun
hansın...hancısın...yolsun... beyim
Yaşa sen!
Aslına dön.
Kimin bu ses?
Yüzünü dön
Kimin bu ses?
Kendine dön ey etten sinirden!
Ruhunu giy
Affet..Affettir
Sev ve sevdir
Perdelerini giy ey dört duvar
Kimin bu ses?
Seferisin, boz fesatlık orucunu
Benim bu ses.
Bu ev
Bu kafes
Bu ben
Bu duvar
Bu şiir ...
Sen kimsin?
Ölüm
Öldü,dediler
Ölsem de ismim değişir mi?
Kalır mısın aynı zamandan ileri
Değişen tek şey çürüyen etlerindir
Ruh bakidir,ismin baki
Hüve el baki
Her şey başladığı garipliğe geri dönecek
Her şey başladığı garipliğe geri dönecek
Her şey başladığı garipliğe geri dönecek
İnsan da kendine dönecek
Selim uyandı
Yolcu yoluna vardı
Kafes açıldı..zaman geçti
Hamdi ayıldı
Deli imam emekliye ayrıldı
Yakut Amca'nın iki pilli teybi
hacca uğurlandı
Öldüğümü duyan,
Öldürdüğümü gören olmamıştı
Ne öldüğümü gördüm bu yüzden
Ne de öldürdüğümü