Çöken Umutlar
I.
Bakışlarımda çağların göğsünden sarkan yaralar,
Ayaklanmaların şiddetinde çatırdar.
Yüksek zirvelerde, uygarlıkların kanlı izleri,
Bir umudun yankısıyla paramparça olurum;
Her kalem darbesi, içimde derin izler bırakır.
II.
Çölün sessizliğinde eski yıkıntılar arasında,
Gözyaşlarım zamanın derin gölgelerinde yankılanır.
Bir volkanın patlamasında, başkaldırının yankılarında,
Geçmişin karmaşası yeniden gün yüzüne çıkar;
Her adımda hüzün içinde kaybolurum.
III.
Engin vadilerde zamanın keskin izleri,
Geçmişin soğuk yankıları içimde bir boşluk bırakır;
Her adımda manevi bir çöküş yaşarım.
IV.
Gökyüzünde eski savaşların solmuş hatıraları,
Zamanın derinliklerinde eski yaraları açar.
Çatlak yapılar arasında melodilerin keskin notaları,
Geçmişin soğuk yankıları yükselir;
İçimde bir feryat doğar.
V.
Yüksek dağların sessizliğinde çöküşün yankıları,
Karmaşanın patırtılarında tarihsel izleri taşır.
Doğanın karanlık büyüsünde, umudun yok olduğu bir boşlukta kaybolurum;
Her an, derin bir acı içinde çürürüm.
VI.
Tablonun köşesindeki tarihin gölgeleri,
Karmaşanın notalarında geçmişin yaralarını taşır.
Bozkırın sessizliğinde eski dua izleriyle kaybolurum;
Her kalemin izinde inancın karanlık yüzü içime kazınır, bir feryat gibi yankılanır.
VII.
Gökyüzünde eski ilahların sessiz yankıları,
Karmaşanın acı notaları doğanın karanlık boşluğunda kaybolur.
Geçmişin keskin hatıraları, içsel bir başkaldırı gibi yükselir;
Ruhumun derinliklerinde bir kasvet bırakır.
VIII.
Bozkırda eski kalıntıların sessizliği,
Gözlerimde bir hayal gibi yankılanır.
Melodiler göğsümü sararken, tarih ve kaosun çatlaklarında bir feryat yükselir;
Her kalem darbesinde derin bir hüzün olarak kaybolurum.
IX.
Yüce tepelerde zamanın izleri,
Geçmişin sessizliği içsel bir melodiye dönüşür;
Her adımda derin bir içsel boşlukla yüzleşirim, parçalanırım.
X.
Gökyüzünde eski savaşların solmuş izleri,
Zamanın derinliklerinde acıların yaralarını açar.
Çatlak yapılar arasında melodilerin hüzünlü notaları,
Her ritimde geçmişin keskin yankıları olarak yükselir;
İçimde bir başkaldırı bırakır, parçalar.