Cümle Girdabında Sabit Nokta

Durağım yok,
içimde sonsuza kadar koşturabilirsin, görür, kabullenirsin beni.
Ama oturup konuşamazsın...


...


Çikolatalı, acı bir viski gibi kokuyordun
öperken seni...
Bir alkoliğe göre oldukça titizdim yine de.

Üşümeden, üşenmeden, su düşürmeden
sıfır düzenbazlıkla sarhoş olmaya çalışıyordum.
Kar saçılır diye yüzüme
ellerinle tutuyordum göğsümü,
ellerinden menekşeler titriyordu bakışlarına doğru.
Daha çok ıslak çim varsa bildiğim,
söylemeyecektim.

Hem,
ben ayyaşlığım kadar
tekrara düşürüyorum kendimi.

Gözlerin, iki yüzyıllık el yazmasıyla boy ölçüşüyor
okumayı henüz sökerken ben.
Bir taşralı ihtiyara göre oldukça başarılıydım yine de.

Hecelemeden, kekelemeden, kış bitmeden
yırtık entarilerime kalem yamayarak alim olmaya çalışıyordum.
Cümle enkazı olmayı isterdim.
Dilinde biten tüyden, altında saklanandan, üstünde ezilenden
en heybetli, en dehşetli kazaların ardından
gövden boyunca itelediğin,
heves ettiğin sırtında tohum tohum
bir meleğin kanatları...
Gördüysem bir karganın dişleri arasında,
söylemeyecektim.

Şimdi,
köklerimi kır, sözünü balla keseyim, mumla aydınlatayım gözlerimi
ne yenisi çıkar yerine
ne daha gri olur gözlerimin siyahı...

06 Nisan 2010 15 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)