Deminde Saklı
uğultusu kulakları sağır eden
kara delik kadar kayıp bir gece
zifirin koyusunda
usta /çırak
kurmuş çilingir sofrasını
mürdüm/i libasıyla arzı endam eder masada Hasan dede/nin iksir şurubu
dertlere devaa
hastalara şifaa
aşıklara merhem imiş kendisi
kızarmış balıkla girmişler kol kola
nasıl da güzel takla atarlar
görülmeye değer valla
ustanın soluğunda kanadı kırık kuşlar sürüsü
İçinden ölmüş bir sürüsü
çırağın nefesi
ölü kelebekler vadisi
dokundukça kül oluyor her birisi
atları sürdüler
gölgelerini kovalayan bulutların kil kokan saçlarına
Özenle taradılar her bir telini ağaç kirkitle
engin denizlere yelken açtılar
durup dinlediler dalgaların dilinden dünyayı
Kayıpları
kazançları
çıplak ayakla gezindiler
dikensi asmalarda
ustasının verdiği akçeleri sakladı nine yadiğarı ceviz sandığa
naçizane uzattı utanarak gümüş pulları
ustası altın akçe niyetine taç etti başına
örgüsü seyrekti koyduğu kabın
onlar koydukça üstten
arsızca döküldü alttan
hızlı çekim modunda geçti zaman
kırmızı güllerle bezenmiş çelenkler bıraktılar
vadilerine
Olsun yinede
ruhuna el fatiha
DbZ