Düşünce
sus perdelerine düşünce eylül
duyarsız bulutların tanıklığında vuruldu mavi
belleklere saldıran mevsim on ikileri
hedefe kilitli güdümlü mermi
doğmamış gündönümlerine mülteci umut
yabanıl sokak çıkmazlarına sürgün
güvercin kanatlı kelebek
yoldaş hüzün gözbebeği
alın teri
kutsal emek
nasırlı avuçlara baldıran kimsesizlik
hükümsüz tutkulara gardiyan duvar
pranga ezikliğinde sızılar zindan
uzak deniz suflelerinde yeşerir onur
vardiyalı işkence tanıklığı zor
'hoş gelir ölüm'
intikam çiçeklerini döker darağacı
postal karası ilmeklerde üşür bilgelik
rüzgâr dokunuşlara sitem gözpınarları
bir ispanyol ezgisinde mora kesilir özlem
yar kokulu memleket türkülerine adak
yaşamın ritmi
kızıl devinim akşamı son ritüel
ada öyküleri dokur suda yanan ışınım
büyülü aynalara soyunur sarı yıldız senfonileri
sarıya boğar uğultulu evreni
sağır sultalara inat
umuda yelken basar ufuklar ötesinde
gecelere kar beyazı yağar gül
utku kokar dikenlerin üstünde
sabırsız güz bebekleri saldırır sütlü memeye
sevecen kundağında büyür söylencelerin
özgürlükle sevişir alkım kanatlı uçurtma
duygu ırmağına düşürür paletini
düş resmine deniz olur derince
düşününce
düşünce
12 eylül 2006
sus perdelerine düşünce eylül duyarsız bulutların tanıklığında vuruldu mavi belleklere saldıran mevsim on ikileri hedefe kilitli güdümlü mermi
okudukça tekrar başa dönüyorum takıldım kaldım
tebrikler hocam
Bütün suç o pastanın bence. O, o kadar küçük, paylaşımcılar o kadar aç gözlü oldukça ne eylüller tükenir bu ülkede ne de hüzünler. Emekçiler ile yemekçilerin bu çift kale maçı sürer gider alkışlar arasında. Ne bir gün bir düdük öter ne de seyirciler sahaya iner. Kömürler görevini layıkıyla yapar birkaç paket makarnaya fit olanların arasında. Günün incisine yakışan dizelerdi. Kutluyorum. Nice paylaşımlara...
Can Yücel' in dediği gibi; "Bir de ölümcül umut Sen bu umuttan iflah Olamaya Can" Düşünceden de iflah olunamıyor.
"duyarsız bulutların tanıklığında vuruldu mavi belleklere saldıran mevsim on ikileri hedefe kilitli güdümlü mermi"
Acının derinliği, eni mısralar; vurulan sadece can değil, mavilikler, maviyi görebilme özgürlüğü, çoğu da düşlenilen, can içre; düşüncedeki dünyanın mavilikleri...
Eylül içinde, kaç maviliği üzerine, aynı karanlığın kirli elleri kara nokta vurdu....
"Gök ayni gök Daglar baska daglar Yürek ayni yürek Sevda baska sevda"
Saygılarımla.
Yazıldığı tarih dahil, 12 Eylül şiiri. Düşünmek/düşünce ve düşmek eylemleri arasındaki talihsiz bağlantı etkileyici, sanatlıca betimlenmiş.
Şairin ustalığı tesçilli zaten.
İçtenlikle kutluyorum.
inciyi fazlasıyla haketmiş bir eser...dua ile güzel yürek....