Eylül Yaprakları
mavisi bıçaklanmış bir akşamüstü
gençliğimin ellerinden tutmuş ihtiyarlığımla
sandukalardan çıkarıyorum anılarımı, her bir anım
kamulaştırılmış bir acının sancıya dönük yüzü
yüzümde taze kardelen kokusu
dokunsan ağlayacak kadar kırgın akkavakkızları
çaput bağlanmış çeyiz sandıklarıyla yadımda
düzmece yasaların yara açtığı baladları
ki eski-meyen kitaplarımı hışırdatıyorum
ve eskimeyen birkaç şarkı aklımda
liseli bir çocuk alaycı bir deli
cenk ederken birileri,
gülüyorum
gülüyorum sustuğum yerde
bir bakmışım ki
tavan arasındayım üstelik kilitli
ve gözlerimin çatısında
hafiften bir buğu ki ıslak ıslak
damlıyorum
damladıkça yanaklarımdan
eylül yapraklarına düşüyorum
ki üşüyorum aklıma geldikçe
birileri
birileri yaprak mevsimi demişlerdi
hep bu mevsimde düşerlerdi
oysa ki hiç bilmediler
eylül insan mevsimiydi
biraz da serüvendi yaşamak
ve fakat
hiçbir giden geri dönmedi
oysa doğruydu adresler ve kimlikleri
geldikçe aklıma gülüyorum gülüyorum
ama kekremsi
.....
Hoş satırlar ve akıcı bir anlatım, hissiyat yerinde. Daha ne olsun? Tebrikler...👍