Göçebe Tozu
Sızarak çatlayan düşlerin tozuyla ışıyorum duvarları
Ardından her güne başlamanın uysallığıyla usul usul içime yansıyor dünya..
Yalnızlığa bırakılan soğuk kuşlarla dağılıp çoğalıyorum
Bir başıma ve mavinin içinde.
Gül yağmuru bulanıklığın akşamına nemlenen yolculuklara sürükleniyor gün
Ağzımın kıyısında şeftali ağaçları ve özlem çiçekleri suskunluğun iklimi yaşarken
Güneşe akan yüzünüzden öpüyorum
Köklerinde unutulmuş g/izleri
Üşüyünce değişiyorum
Sesim karışıyor rüzgar yemiş ağaçların aydınlık ağına
İncecik sözlerim gövdesinde öyle bahar
Bir avuç kadar..
Uçurumlara sessizce seken yaşımın ay’ından göçebe güzelliği tavırla yoksul gölgelere tutunuyorum
Üstümden gemiler geçiyor
Ve gözlerimde daracık pencereler
İşte tam burada
İçinizden geçiyorum
.....