Hayat Sahnesinde

Yaştan
ve yıllardan gayrı
ne var elimizde
geriye dönüp baktığımızda
inci inci dizdiğimiz

Ukalalığımız uzun bir yol
nafile
ne kadar koşsakta
dilimizden dökülenlere yetişemediğimiz

Mutlulukta bir yol hüzün gibi
ne çare
biri satın alamadığımız
diğeri ise borç yükü
omzumuzdan atamadığımız

Sevdalar gelir geçer
uğrar bir vaktinde ömrümüzün
kuruyan dudaklarımızda izini bırakır
hayali öptüğümüzün

Göz yaşı nimettir kadir kıymet bilene
alemde öyle bulutlar vardır ki
rahmet misali
gönül gözüyle bakıp görebilene

Yaşamın acı ve tatlısı
ömrün kısacık hikayesidir
göz açıp kapanıncaya kadar sahnelenen bu oyun
çocuk ve yaşlının eğlencesidir

Devrimin ışığında yürüdüğümüzde
aradaki karanlık

tüm sorular aklımızdan geçerken
bilinmezlikteki kararlılık

cahil ömrümüzde gizli saklı kalmış
kimbilir ne ceval'ler var, ne ustalık

dünyayı gören gözlerimizin hala
aradığı uygarlık

son nefesimizi vermeden önce
aklımızdadır soru işaretleri
ve mirasımız yegane
bizden sonra geleceklere bıraktığımız

Herkes ve her şey mutlu olmayı seçti
birbirini bulduğunda yaşamın
cennetten kovulmak belki
belki de cennete varmaktı
tadını almak elmanın

Asaletini aynaya baktığında görüyor insan
ağlamanın
ve tebessüm etmenin
iyi yada kötü ne ektiysek
yanıtıdır aynı zamanda
bütün sorular
biçtiğimizin

öyle yada böyle
bir armağandır hayat
ana rahmine
düştüğümüzde ansızın