Hızla Akıp Geçiyor Ben Kadar Sabırsız Zaman
Bir gelseydin be canım, ta uzaklarda bir yerde
Ocak başında, cam kenarında, belki de bir ağacın gölgesinde
Belki bir perdenin arkasında, seni özleyen, yolunu gözleyen
Canıyla seven, ruhuyla okşayan, aklı hep sende kalan
Bir annen var, öylece orada başı eğik
Ha yağdı, ha yağacak gözlerinde yağmur!..
Oğlum, canım sevdiğin meyvelerden aldım
Sebzelerden paket paket dolaba koydum
Yolunu gözledim perdenin öbür kanadında
Yol uzadı, zaman kısaldı, günler hafta, haftalar ay oldu
Nektarin, en fazla iki ay dayanabildi
Mürdüm Eriği sertti, Şeftali de Bursa’dan
Çürümediler ama pörsüdüler, hasretlik ağır geldi
İçine kapandı renkler ve tatlar
Yaşlanan gençlik ve yorulan yürek gibi ezildi zaman...
Peynirler küf tuttu, yerli domates yerliliğini unuttu
Köy salatalığı da köylü olmaktan vazgeçti
Şehirli oldu uzun bekleyişlerden sonra yeşillikler...
Anlayacağın yavrum, yaz geçti, sonbahar geldi
O da el sallıyor güneşe, gitti gidecek, az kaldı
Yarınlara kış düşecek, kar yağacak
Hava soğuyacak, yağmurdu, çamurdu derken
Gelişler de, anneliğim de ertelenecek
Ve bir yıl sonra başlayacak hayat yeniden
Silüet gibi yansıyacak aynalara adım ve anneliğim...
Susayım, hissettirmeyim, yine sesizce seveyim
Canımla, kalbimle özleyim diyorum, olmuyor
Merdiven kurmuş hasretim göğe, çık çık bitmiyor!..
Kandıramıyorum, yüreğim yalana düşman
Hızla akıp geçiyor, ben kadar sabırsız zaman...
Tanrı’dan umut kesilmez, Allah büyük diyorum...
Bakarsın günler uzar, zaman baharlığını giyer
Yaz gelir çiçek açar ağaçlar, meyvesine durur yeniden
Ve ben tazesinden erik, şeftali, nektarin yine koyarım dolaba...
Ezilip, çürümeden, buruşmadan, tatları bozulmadan
İnşallah gelirsin de, yıkayıp koyarım önüne...
Kim bilir, meyveler de sevinir tıpkı annen gibi
Hasretle, umutla bakar gözleri gözlerine
Elleri saçlarını okşar, annen gibi şenlenir içi
Gülücükler asılmış gamzeli yüzünde yıldız parlar
Özlem gelişin, geliş baharın kucağında sen ve annen!..
3 Şubat 2023