İç Çekişin Topoğrafyası

ömür yontusu zaman yüreği
gün zincirine asılan kehanet dirilecek
sıkıca örttüğüm kapı aralığında
düşecek bedenden çelik zırh
tanrının mektubunu verecek titrek ele kara melek
gülerek gideceğim sonsuzluğun kara deliğine
söz kumpanya kutusunda çıplak
zor yıllara asılı duracak tutkulu nefes

gül bakışlı yar,
uğultu saplanacak kulaklarına
sekiz sütuna manşet olacak haber
fırlayacak anılar alaca kanlık gözlerinden
"hoşça kalım" öksüz kalacak dudakta
ellerinle sevişen ellerim gömülecek buzul çağına
gözyaşın sağanak yağmurlarında kirlenecek
özlem düşürecek iç çekişinin topoğrafyası
son çekilen siyah beyaz hatırasına

en uzun koşum başlayacak düş kulvarında
en derinine akacak zaman
dibe çökecek yitik umutların tortusu
türkülerin adı değişecek
"ağıt" karanlık harflerden hegemonya yaratacak ülkesinde
lanetli şeytan düğüm atacak dilindeki acıya
alışacaksın
raflarda tozlanacak okuduğumuz kitaplar
ay ışığında denizin yeşili
kanasa da göğün mavisi
öğreneceksin bensizliği yalın, yanmış kentte
benildeyerek uyanıp
buz sularda yıkayacaksın yüzünü eksilenden kalan sayıda
yapraklarını dökecek hüzün mevsimi
küllenmiş korkuların başka rüzgâra adayacak kendini
us'unda kapanacak hesap
borç bitecek sevdamıza
soru hecesi sessizliğinde yapayalnız üşüyeceğim cümlelerinde
masumiyeti kalmayacak üzerime göçen toprağın

uzattığın zeytin dallarında umutlar saklayacaksın çuvallar dolusu
yer değiştikçe günler, takvim o anı işaret edecek
değiştiğini sansan da maskesini çıkarmayacak yaşam
geri dönecek çukurlara attığın müzmin sancılar
kendi küfünde bilenip kör bıçak
kanatacak sırtındaki yaranın kabuğunu
kestiği iplerle düğümler atıp
mahşere bağlayacaksın içindeki kısraklarını
unutuşun aldatmaca olduğunu son kez anlayacaksın!