İki Damla
İki damla kızıl bir yaş için
Dudaklarımı ısırıyorum gecenin yar/ısında.
Acımadan kan/atıyorum.
Sayende şu koca şeh'ri
Bir baştan bir başa kızıllarla donatıyorum.
Artık eskisi gibi kafamı da duvarlara vurmadan
Anlamaya ç/alışıyorum
Bir aşkın b/itişini.
Bir başıma koyup beni böyle
Sessiz sedasız gidişini.
G/özlerimden kurudu mu sanırsın yüreğimin t/erini
Hâlâ oluk oluk akmakta,
Sildikçe hayırsız.
Ev sahibini bastırsaydın yetmez miydi ?
İlle de öldürmen mi gerekliydi be yağız hırsız ?
Düşlerimi katlettin,
Yetmedi hayallerimi vurdun.
Ömrümden ömür çaldın.
Doymadın mı hâlâ ?
Nem varsa en kıymetlim elimden aldın.
Sokağın çatısına d/ar geliyordu
Seni sevmelerim.
Sen de çok iyi bilirsin ki sığmıyordu.
Hem, bu şehirdeyken sen,
Böyle kızıl yağmurlar da yağmıyordu.
Bir ben değil,
Börtü-böcek,
Dal yaprak,
Kara toprak
Dönüşünü beklemedeler her biri ağlayarak.
Aşka hüzün ve göz yaşı bulaşmış sevdanın zor tarafı da bu işte...😅