İsyan
İğreti güneş yükseliyor benzi atık gök kubbede
Bir kadının erken doğum sancısı,
Bir erkeğin ürkek adımlarına karışıyor
Çorak toprak çekiyor derinlerine o bitmeyen feryadı
Mektepsiz, ebesiz, kara yazgılı köylerin girdabında
Tütün kokuyor,
Ölümün yaylım ateşine tuttuğu tozlu topraklı yollar
El pençe divan durmuş Azrail
Bıçakla kesilir mi deniz, ya karanlık?
Her çocuk gönülsüz geliyor garip dünyaya
Rastgele göz kırpıyor telaş içinde yaşam martavalına
'Sırrı kalkmış canlar lokali' buralar
Örselenmiş, kokuşmuş... Şi/arsız insancıklar yığınağı
Akıntıya kürek çekersen, ne ala...
Şuracıkta kehribar yalanlar tespih ediliyor kızılcık şerbeti tadında
Orada rüşdünü ispat etmiş günah, koşuyor doludizgin saltanata
Bugün o malum günden, yarın dünün kınından çıkarılmış
İsyan Türküleri,
Emir buyurdular; taş üstünde taş baş üstünde baş koymadılar
El etek çekmiş Â/demler Aleminden Tanrı
Orakla biçilir mi sessizlik, ya kardeşlik?
Sayın Mıhçı,
Teşekkür ediyorum.
Saygılar
Iyi bir kurgu
Okunası şiir
Sevgiyle kalın ...