Kaç İsma-el Kaç

Duydum zaman yine durmuş,
Öfke yine budaklanmış,
Kaçın kaçıdır zaman bilemedim,
Bu kaçmalar bitmeyecek korkarım,
Deniz'e göçtü zaman ,aynısı.....

Duydum zaman yine durmuş,
İsmi hal,ismi kan olan cellat,
Haber almış,kudurmuş kan kusmuş,
Haber var payi-taht'tan,
Hakmıdır,hukuk mudur taht'ta yan çizen,
Kim ki O, dişleri bir o kadar ki vampir-i azam,
Kurt Osman' da aynın yapmıştı bir tarihte,
İçerdekiler içerde kaldı,
Metris' e girenleri arkadan kelepçeleyenler ,
Şimdi oldu metris,
Ahmet'e göçtü zaman,aynısı......

Duydum zaman yine durmuş,
Öfkeyle çalkalanıyor,
Atatürk'ün devrimlerine öfke çalanlar,
Şimdi Atatürk'ün adaletini arar oldular,
Kurtlar sofrası hadi buyrun yemeğiniz soğumuştur,
Üşütmesin zaman sizi....
Hakkımız polisten yanadır,zamanın polislerine...
Erdal Eren'e göçtü zaman aynısı....

Duydum zaman yine durmuş,
Payi-taht'ta çalan çalana,
Gördün İsma-el'i,
Niye vurmadın O'nu o an da gördüysen,
Korktun mu? korktun mu?
Korkma seni yüceltirdik burda,
İsma-el'i bir yiğit vurmuş derdik,
Kanatlarımız uçardı havaya,
İsmael'i vuran yiğit diye,
Anıt dikerdik peşinden...
Niye vurmadın O'nu.....
Ha...anladım korktun adaletin kestiği parmaktan....
Seyit Rıza'ya göçtü zaman,aynısı......

Duydum zaman yine durmuş,
Ansızın suskunluk bir bayram ertesi cemil vermiş,
Celilller uyanıvermiş,anası için cüz-i tamamlanamamış,
Yazık,dinde iman vardır,sedef vardır,vicdan vardır,
Git içerde oku demiş,
Bir zamanlar yanyana okumuştunuz,
Şimdi neden ayrı okuyorsunuz cüzler-i anlayamadım,
Allah yardımcınız olsun vesselam,
Berkin'e döndü zaman,aynısı,
Rize şapkaya döndü zaman aynısı..
Eylül'ün bitmeyen acımasızlığına döndü zaman,
Aynısı...aynısı....