Kadavra
kısır bir sürüye acemi çobanım ben
damarları kesik kalyonlarda susuz nehirlerin
makus kaderinde derinleşen..
kulaklarımda aç kuzuların meleşmeleri sindikçe
bir zamana iz bıraktı iri gözlerim
ertelenmiş baharlara durmadan çiçeklenen
alkaloidlerle kırklandım
bu yüzden zakkum kokar ellerim
belki de bir vahşetin kan kokan ağızıyım
ruhuma tünemiş cendere de üryan
kızıl çaputlarla karanlığı aydınlatan
umut şerbetinde çırpındıkça dibe vuran
hoyrat küheylan
morarmış tırnaklarımın rengi
frezya yaprağında matlaşırken
dallarından sarkan sepya resimlerde
poz duran yarı canlı cesedim
deliren rüzgarların koynunda soğutur beni nefsim
gün kendini yarına yuvarlarken
toprağa damlar şehveti gerçeklerimin
irkilirim
paranoya dürtüler halay başında kırmızı mendilleri
sallaya dursun
geceler boyu birilerine küfre yeltenir dilim
her yanımdan cinnet akıyor sanki
hiç iyi değilim
yani..
ya bir akrebin intiharında harakiri
ya da çekilmek kendi koylarıma usulca
fıtratıma dayatılan köstekten mi acaba
bu mudur yok sa anlamadığım
eskiyen bir şeyler var besbelli,ekşiyen de
benim farkına varmadığım
bu nasıl oyundur böyle
neşterlerin gölgesinde hep ben bekliyorum
başka bir kadavra bulun yerime
ben oynamıyorum..
Alkaloid:Bir çeşit zehirli çiçekgil.
Güzel bir şiir ile bizlere merhaba demişsiniz Faruk bey hoşgeldiniz Şiirkoliğe umarım aradıklarınızdan fazlasını bulursunuz sitemzde...👍
Uzun bir adandan sonra seni burada görmek sayfana konuk şiirine ortak olmak güzeldi.
hoş geldin ailenin arsına eski dostum.
kutlarım ilhamın bol olsun selamlar.