Kızma Kızınca Korkuyorum Senden
Unut....
Unut gitsin...!
Yaşanmamış say...!
Bir çizgi çek geçmişe...
....../
Gözlerimi,
Ellerimin sıcaklığını,
kalbimin atışını,
gülümsemeleri mi,
sevişmelerimizi,
en ufak bir şeyden mutlu olduğumuz,
konuşacak bir şeyler ürettiğimiz,
anları,anıları,
beraber çay içtiğimiz Abdo Ağa'nın,
iki çay içene bir çay benden kampanyalı, bedava kaçak çayını,
saatlerce masada bekleyip,
ikimizin de içmediği /içemediği sen iç, hayır sen iç kavgamızı,
sonuçta kır kahvesinde bırakıp gittiğimiz kaçak çayın tadını,
göl manzaralı bakir yerimizdeki,
adımızı tükürüklerle kazıdığımız okaliptus ağacımızı,
Salı pazarının, cümbüşünü,
camdan, cama saatlerce bakışımızı,
Seyhan nehrinin aktığı yerde, o keskin virajda,
Saatlerce eski 74 model marka araçtaki teypteki kaseti,çevirip,
tekrar, tekrar başa sardırıp dinlediğimiz şarkımızı...
İşte, dinle bak ! anımsa ve diline dola benim gibi öksüz kalan şarkımızı !...
Ne olursa olsun sevgilim artık sensiz yaşamaya alışacağım...!
diye;
bizim için şarkılar okuyan efsanemiz Bülent Ersoy'u....!
Dudaklarımız ıslak, gözlerimiz nemli,
acemi aşıklar gibi,
buğulu camlardan dışarıya tüttür düğümüz Maltepe sigaramızı
ayrılık olmasın kavuştur yarab diye dua ettiğimiz,
Ramazan ayındaki, sahurdaki saatleri,
gece yarısında ezanı muhammediyenin sevdamıza şahitlik edişini..
Unut..demiştin ya...!
Sonunda;
Dileğin kabul oldu..
Ayrıldık bak sevgilim..
Doymadan, doyamadan,
ayırdılar dost sandığımız içimizdeki hainler, şerefsizler....!
Hani derdin ya;
kızma, kızınca korkuyorum senden !
susardım ya, sen korkma diye o an içime atardım...
Ne garip hala her şeyi içime atıyorum..
sen kızacakmışsın gibi,
yada üzülecekmişsin gibi sen üzülmeyesin diye hala susuyorum...
Aklıma geldi;
sen olmasan da;
sanki seninle sen varmışsın gibi dertleşiyorum şiir aralarında..
Tek, tükte olsa gülümsediğim an şu an...
Hani, hani ? derdin ya ;
iki çocuğumuz olsun, bir oğlan, bir de kız...
birinin adı Aslı, diğerinin adı Kerem olsun...
Olsun derdim, beş olsun, on olsun hepsi Gassaraylı olsun...!
Suratım yine asıldı...
O gün O kara gün...!
nişan bohçalarını derleyip toplamışsın...
Gümüş yüzüklerimizi, resimlerimizi, sarı, sarı kurumuş, papatyaları,
beraber içtiğimiz sigaramızın izmaritlerini,
gazoz kapaklarını, eski bir teyp kasedi ile birlikte
benim resmimin üzerine sevenler ölmez yazarak yollamışsın...!
işte o an...!
Ben öldüm sevdiğim, bir tanem canım...ömrümün kadını !
ki;
güller arasına bile yakıştırıp koyamadığım, siluetin,
kaybolup giderken buğulu gözlerimde,
semti meçhule giden bir yabancı gibiydin o gün !...
Oysa,
Bak;
Bugün ayrılığımızın yıl dönümü..!
Unut dediler şiirin başında...!
unutmadım yıllarca adını,
gece rüyalarımda, kabuslarımda...
yerin ayrı, dilin ayrı, sevişmelerin ayrı...
Oysa nedendir bilinmez geçen bunca zamanda,
iki çay bedava yok artık kır bahçelerinde,
unuttum yada unutturuldu m bilmeden kaçak çayın tadını...
Bunca yıl;
Adeta kaçırdılar seni benden....
Adını, sanını, saçlarının kokusunu yasakladılar...
kırdılar dalımı,
kopardılar tek, tek, papatyaların yapraklarını Adana sokaklarında...
aldılar canımı, kanımı, sol yanımı.!
Şimdi;
Abdo'nun kır kahvesindeyim..
yeğeni işletiyor, dükkanı..
kolumdaki kibrit çöpünden kazıdığım isminden tanıdı seni bir tanem...!
Abdo dayı ölmüş, gelene gidene bizi sormuş, yıllarca...
o gençler gelmez oldu, masaları boş, sevdalar yalan ömürleri talan oldu demiş..!
Bizi anlatmış,
aşkımızı sevdamızı, acımızı,
gelene, gidene sessizce göçene bizi anlatmış..!
Abdo dayının yeğeni söyledi..!
Kızının adı Aslı koymuşsun,
Söyle canım bir tanem !
Kızın !
yada doğmadan don biçtiğimiz !
kızımız... ! adının nereden, nasıl geldiğini biliyor mu ?
Yoksa nereden koydun deyip bu ismi deyip sana kızıyor mu..?
Utanma sevdiğim, korkma, çekinme..!
söyle artık...!
Ona beni anlat, bizi anlat..!
sevginin yüceliğini anlat...!
Ona hala onu yüreğimde hissediyorum de...
biliyorum oda beni düşünüyor de,
hala, beni seviyor eminim de..!
şarkımızı dinle ve asla bana unut deme bunca yıla rağmen...!
Soranlara sadece...
Sevdim de gerisini bilmesinler...!
Yoksa rüyalarımdan da koparırlar seni bir tanem,
portakal çiçeği kokan Adana sokaklarında...
Tatar Ramazandan sevgilerle...İlyas TAN BURDUR...
Alışacağıma İthaf olunur....