Şafak Bakışlım
Birlikte çektirdiğimiz o resimler
Hâlâ Koynumda saklı
Şimdi
Anımsıyor musun o günü
İkimiz sahilde gezerken
Denizden
Yüzümüze esen
Simsiyah saçlarını
Sağa-sola savuran
Rüzgâra karşı
Sımsıkı tutmuştum o narin o güzel ellerini
Yüreğimden çağlayıp taşan
Ruhumu ısıtan sıcaklığın
Halen gönlümde
Ateş üzerindeki su gibi
Hangi yana dönse
Kaynıyor
Fokurduyor
Akıyor içime
Uzakta olman bir şey değiştirmiyor
Ay'da, güneş'te, yıldızlarda görüyorum yüzünü
Şavkın, mehtabın güzelliğin usluca yansıyor dünyama
Asaletli dürüşün, şafak bakışların
Esrik gülüşün
Çocuksu nazın
Gemilerin ardından
Umuda uçan martılar
Kıyıları yıpratan hırçın dalgalar aklımdan çıkmıyor
Kekik, reyhan kokan tenin
Benim için gülistan
Dudaklarından dökülen
Ezgiden
Öpülesi yüreğin var
Kürdistanlı aksanın
Sanki özlediğim o bahar
Yokluğun beni deli etti mecnun gibi çöllerdeyim
Anımsıyor musun? O güzel günü
El ele tutuştuğumuz o anları
Sonbahar'da düşen yapraklar gibi
Anılarımız
Kaybolup gitmesin
Sevgimiz
Sevdamız kalıcı olsun
Ayrılık şiiri değil
Hüzün, acı değil
İçinde sen olan İstanbul içimde baki kalsın
Üsküdar rıhtımında seni bekleyeceğim denize karşı
Mehmet Çobanoğlu
16.04.2015
İstanbul