Sağdan Sola Yolculuk
İnsanlar sağdan doğarlar ..............
Ve sağın hikmetleriyle donanımlıdırlar.
Sonra;
Usul usul büyüdükleri ortamın rengiyle kendi fıtrat rengini karışıtırıp
Ortaya,
Başka olmayan,
Ama kendiside olmayan tonda bir renk çıkarırlar.
Tıpkı...(h2+ O= su) gibi........
İlerleyen zaman içinde
Adaletin tecelli etmediğini sandığı yerlerde
Bu renk koyu ise içe kapanarak
Açık ise yansıyarak
Etrafına kendini fark ettirir.
Adaleti ararken tanıştığı ilk bilgi.
Ağlamanın yoksulluğa
Gülmenin zenginliğe ait olduğudur.
Ve bilgiler biriktikçe
Doğal olarak sorgular artar.
Cevaplar başka soruların dünyasının kapılarını aralar......
Ve bu geridönüşü olmayan bir yol gibi sürer gider.
Kendisi gibi devrandığı zamanlarda vijdanı
Haksızlığa uğradığını düşündüğünde egosu öne çıkar..
İlk tanrıya ihtiyacı olduğu an
En zor ve çaresiz kaldığı andır...
Çaresizliğe boyun eğmeyide bu arada öğrenir.
Ama ilk isyan gene bu aralıkta ortaya çıkar..
Demlikteki çay gibi tıkırdayıp duran başkaldırısı..
Bilgilerin birikmesiyle usul usul sola doğru kaymaya başlar.
Ve ortaya tam bu sırada birden ölüm çıkar.......
Ölüm;
Hiçliğe açılan karanlık bir kapı gibidir.
Yürekleri titrertir.......
Acaba ardında ne vardır?
Bütün duygular acı bir frenle öne doğru savrulur...
Bu savrulma işte ilk ciddi travmadır.
Göbek bağının olmadığını ancak o zaman fark eder..
aslında yalnızdır......sıkı sıkı tutunduğu herneyse
boşlukta öylece asılıdır.
Telaşla hemcinslerine sokulur.
Ve birlikte gürültüler çıkarıp
Yaşama tutunurlar............
Ayazoglum........