Sais'in İntikamı / Mahşer Yangını

Bir yıkım başlar
Mazinin bıraktığı derin yaralarda,
Sessizce başlıyor inleyişler
Dolambaçlı sokaklarda,
Nereye bakılsa nereye gidilse
Hep aynı ses
Ya da hep aynı tonda bir müzik
Çınlatır kulakları
Duyulan melodi
Mahşerin esintisinden bir yükseliş,
Yangınlar ortasında kalmış bir adamın hikayesini
Anlatır durur
Yanan odunlar ve kömürler arasında.

Bir hançerin keskinliğinde deşer ruhları
Bir Sais'in öfkesinde dağları titretir bağırışlar.
Unutulan neyse hafızalarda
Bir yere kazılı
Çizen ne kalem ne de bir çivi
Kanlı hançerle mıhlanmış
Yüreğin derinine acının sızısı.
Bir intikamın ecel figanı dolu,
Veyahut unutulan bir iblisin kanlı sözleri,

Önceden Azazil iken melekler arasında
Şimdi iblisin ta kendisi
Sözlerin miladı gibi başlatıyor günahları
Işığın bitişi gibi yıkıyor sevapları
Evet, karanlık prensinin gözyaşları akıyor
Damla damla 'Arzın üzerine
Kara bulutların gelişinin gürültüsünde
Duyguları dört bir yana savururcasına
Kanatlarını çırpıyor Kırmızı tonunda bir Anka kuşu
Adını fısıldıyor geçtiği dağlar yamacından
Bilmece gibi geliyor kulaklara haykırışları

-Ben yıkım
-Ben ölüm
-Ben feryadım
-Kabzasız bir hançer misali
-Savruluyorum ezelden ebediyete
-Ne sevgiyim ne de nefret
-Ne aşkım ne de öfke
-Ben yaşamın kıyısında
-Ben ölümün başlangıcındayım
-Hadi bul beni
-Ben nefesinim
-Ben bakışlarınım
-Ruhun olamasam da
-Ruhundan akan ızdırabım...