Sana Geldim
Düşmüş akşam susuşların kirpik uçlarına
Savrulmuş saçların içindeki karanlığa
Boşluğunda gibisin dipsiz bir kuyunun
Duymuyor, görmüyosun beni
Türküler getirdim sana buram buram
Teline dokunulmamış sazın mızrabından
Kapını çalan benim
Sana geldim, sana
Islığı kesilmiş sokakların kaldırımlarında
Sığınaksız yağmurlara tutulmuş gibisin
Yüzünde kırık bir hüzün
Gözlerinde ki halkalar koyu ve derin
Belli ki sen hayata küsmüssün
Daha ne kadar sürecek bu dili suskun halin
Yıldızlar getirdim sana
Doğmamış ayın şavkından
Pencerene vuran benim
Sana geldim, sana
Bir tufan ki sarmış geceni gündüzünü
Sanki yerle yeksan etmiş bahtı ömrünü
Derdini dermansız sanıp o iç çekişini
Yedi perde ardından duymam mı sandın sen
Sevdalı düşler getirdim sana
Henüz tutuşmamış aşkın narından
Biliyorum seversin sen
Papayalar da getirdim sana
Ütüsü bozulmamış baharların örtüsünden
Sana geldim, sana
Çareler çare değildir çaresizliğine
Çareyi zerk etmedikçe içine
Oku, oku, oku...
Her şey iki dudağın arasında
Nefesinde bul ruhunu
Yeniden doğ, yeniden yaşa
Sınanmak için varız hayatta
Şiirinim ben senin, umudunum, yolunum
Sana derman olmaya geldim
Bak;
Sular duruldu, deniz masmavi
İndir yelkenini burçlarından
Asılmadan küreklere menzile varılmaz ki
Ne güzel bir geliş bu, sadece geliş değil insancıllığa bir yükseliş bu.
Tebrik ediyorum. Zevkli bir okuma bıraktı zihnimde. Kaleminiz daim yazsın Nihal hanım.✍🏻🌺 Aç kapıyı yar. Ben geldim ben. Sizi hak edenler gelsin kapınıza sadece.