Sancir Başim
Şimşekten hızlı düşünce
Beyin kıvrımlarımda labirentler
Her birinin başında bir efendi
Aciz suçlarıyla
Ellerinde kırbaçlar, vururlar
Kafama, kafama
Sancır başım
Savrulurum!
Ölümcül hayat yangınlarında
Neden! Suçlu kim
Bilmek mi, bilinç mi
Yoksa yanılgı mı tüm bunlar
Beynin oynadığı oyunlar
Halüslasyon mu
Mutsuzluğu yaratan
Gerçeği söyleyin biriniz
Fenayım, sancırken başım
Bırakmaz düşünce peşimi
Sorular büyüdükçe küçülürüm adeta
Kaybolmak isterim çaresizliğimde..
Sorarım
Neden!
Çatısız damlara, gökten iner gam
Işıksız göksüz ve de penceresizdir odalar
Yoksun ve yoksuldur insan
Elleri kolları bağlı
Umutlar hangi dağın ardında
Kaf dağı var mı..
Ulaşılabilir mi?
Çocuklar, savaş korkuları gözlerinde
Açlık ücüncü dünya ülkelerinde
Depremler de oraları vurur
Krizler de
Ve savaşlar da
Ürettikleriniz, tüketmek üzere
Vahşi kapitalizm yutarken bir bir değerleri
Yalnızlaştırdığınız insan
Uzak insanca yaşamaktan
Ah! Yanıyor canım sancırken başım
Değerler nerede
Bakkal amcalar
Ayakabı tamircim ve terzim nerede
Teyzeler, yeğenler, dayılar, halalar
Aileler ne halde..
Kardeşlik
Dostluğu sormuyorum bile...
Dinmiyor ağrım.
Ve sevdalar
Günlük yaşatılan, bitirilen
Bacak arasında düşünülen
Dürtülerle yürüyen, şekillenen
Beyinden ve histen uzak
Utanıyorum! İnsan olduğumdan
Gözlerin tılsımı
Yüreğin atışı
Hissediş ve sıcaklık
Gözünden kıskanmak sevdiğini
Ve utanmak kıskançlığından
Özlem ve özen nerede..
Soruyorum..
Sancırken başım, yüreğim
Efendiler, vurun kırbaçları
Aciz suçlularınız var sizin
Açlık ve sefaletten
Ve savaştan
Ve sevgisizlikten
Ve yalnızlıktan
Duran insan yüreklerinde
Temizleyin vicdanınızı
Üretiyorsunuz ya insan için..
Mavi acıları taşıyan odamda
Sancırken hem başım, hem yüreğim
Demlenir çayım, katranlaşır sonra
Midem bulanır, içemem
Kusarım!