Sen Ben Ve Mıymırık Yaşamsallıkta Aşka İsim Verme Brifingi
Bilmukabele cansuyum ve merhaba
Beni soracak olursan
İç güvesinden hallice
Naftalin kafası yaşıyorum
Şimdilik hayattayım ya buna da bin mörfi
Gelelim teşrik-i mesâimizee
Hiiiç darılıp gücenmece yok baştan anlaşalım
Ne sensin ne başkasıdır
Bu meclisin kurultay başkanı
Sadece umudumdur
Bilakis mevzu alenen ben
Ve düpedüz seninleli menfaatlerim olup
Senden habersiz yazdığım
Gerekçeli manifesto gereğincedir
Kapalı kapılar ardındaki bu çöküşme bu nümayiş
Bu kadar açık seçik bu kadar net ve üryanım
Kim vahyettiyse bana bu sensizliği haberim yok duymadım
Duysam da duymazdan gelirdim o ayrı da
Allah Muhammed aşkına duymadım
Hayallerimi önce iğdiş
Sonra iğfal eden şol mıymırık hayata inat
Dönenceme dön/dert/mek için seni
Göynümün sana semirmiş tarafının ön sevişmesidir bu
Olan oldu demekle olmuyor tabii ama oldu olan
Ki bu olanların toyumuzla alakası çok kel
Ancak toydan çıkacak karar soyumuzla pek alaka
Namütenahi bir mevzu olsa da mevzu
Bağlantısı yok dersem namerdim karışacağımız çoluk çocukluğumuzla
Bu bağlantının iki ucu açık ki biri sendedir biri bende
Yalnızzz
Uzun ucu çeken kısa ucu çekeni öper ona göre
Yüzün kızarmasın canımm sen de yani sanki ilk
Ben de az madrabaz değilmişim hih hih hiii
Kısa uzun fark etmez her şekilde kazanan benim
Ho ho hooo dedi bak
Bizi bacadan dikizleyen noel babuş
Yok o senin dediğin
Kısa çöpün uzun çöpten hakkını alma meselesi
Hasan Hüseyin'den olma
Ahmet Kaya'dan ifşa baş ucudur ayrı konu
Ki Selda Bağcan da süt annesidir amenna
Ders verir hastır çeker ölümü unutup insanı hiçe sayanlara susmayasıca
Da ben zaten güve misali naftalinle besleniyorum
Ölüp de arafta kalmış
Ne ijim var ülen burda hıkk diye
Şaşkınlık yaşayan ruh kadar afal afal safroşum
Hijjj ijim olmaz jöple samanla hıkkk
Neyse ne
Sonuçta avurtlarımdaki obruğun
Alnımdaki su kanallarının üstüne beton dökülmesi şart gayrı
Neeee
Ay ne kadar da komiksiniz bağyan
Olmaz bitanem olmaz
Botoks dediğin
Fevkaladenin fevkinde milimalist mimiksizliktir
Hem tarzım değil hem ipnemisinoolum
Derler bizim kasabada adama
Hem bir İsmail Dümbüllü değilsek bile mimik lazım her kula
Allah babuş ya da aney boşa kondurmamış
Bu ütü tabanı kesimli şu suratı bu kafaya
Yani yokluğunun münferitliği karşısında
Aczden ırayıp domursun diye aşkımız kuruldu bu toy
Bu iki kişilikli mahşeri miting
Merrrhabaa
İşbu yüzden işte buraya gelmiş bulunmaktayız
Ve seyyanen ulamak ve zulalamak için seni
Hatta hem şeytanı vaktinden önce görmemek
Ve dahi salavat getirmemek için durduk yere
Bir isim vermeli aşka
Çünkü aşk
Varlığı göyne gönyesiz delik deşik zırh
Hafif meşrep sancı
Yokluğu gece gelen heyula vuslata dikenli tel
Yokluğun karamavi koyukorkunç sabotaj
Siyanür sarhoşluğu
Belki de bu yüzden
Ne nakit baksam timsahların löplediği ceylanlar beliriyor hep
Sanki belgesel izliyorum tıraş sonrası buğu tutmuş aynada
Ne hikmetse nehirler hep viktorya sikrıt kırmızısı
Nakit mi demişim yahu yukarda yuh
Ama olsun vakit nakittir sonuçta
Uzatmadan konuyu
Girmeli konuya artık diyorum
Sen ne dersen de
Hazır mısın
Acilen er-haşhaş pozitif bir isim vermeli aşka
(Laf aramızda siyanür gastridimi azdırıyor diye haşhaşa başla dedi doktor günde üç öğün tok)
A'sı B'si fark etmez sıfır ve negatif olmasın kâfi
Dertleri mıknatıs misali çeken bu yaşamda
Hep negatifine denk gelip gelip
Yeterince sıfırı tükettik istemez kalsın
Yoğusam çoçukluğuma dönüp başa sarmak var
Deftesifliğimi bulmaya da fıroyd ölmüş diyollaa
Negatif dedim de aklıma geldi 6gen peteğim
Fotomakineleri böyle dijital değilkene
Görüntü fuji marka makara filmlere yansır
Banyo yaptırılır
Negatifi çıkardı fotoğrafın önce anladınn
İşte o negatifte görülürdü insanın korkunç yüzü
Yine de görmezden gelir severdik hep ve sonrası şaralop şuralop
Ki biz
Sinemaların makine dairesindeki çöp kovasına altılan
90'lı yılların o Yeşilçam erotik filmlerinin
Negatif film kırpıntılarını güneşe tutup tutup
Gözlerimizi kısa kısa bakarak öğrendik sevişmeyi
Ondan böyle kesik kesiktir sevişmelerimiz
Uzatmadan konuyu
Girmeli konuya dedimdiydi de
Ne zamandır görmeyince seni çenem düştü tut
Neyse uzatmadan konuya giriyorum artık hazır mısın
Sen ne dersen de
Bir isim vermeli aşka
Devranın patinajsız sırt döndüğü bu çağda
Endeks parite ve rayiç bedelleri hiçe sayıp
Özgür ata atların yelelerinin takıldığı çitlerce
Posta güvercinlerinin katledilmeden hemen önce
Katettiği yollarca uzağa varan
Yetmiş yedi milletin sığındığı yedi kat göğün yağmurunu
Bembeyaz göğsünde yumuşatıp
Güneşi kucaklar gibi bakan gözlerini mesela
Katillerin olay yerinde çadır açtığı
Küresel ısınmanın masallara sermaye
Tüm park-bahçe ve mesirehaneleriyle
Deprem toplanma alanlarının ablukada olduğu
Hamdolsun soluğun karbona bulanıp solduğu
Bozundan kutbuna tüm ayıların
Ayıoğluayılarca neslinin kurutulmaya yüz tuttuğu
Ormanların kendini yakarak(?) intihar ettiği
Şu bir nefeslik şerri hayatta
Çok revaçtadır benim için iç ısıtan gözlerin
Görmez kimse bunu benden başka
Hadi bak
Bana bak
Derin derin bak
Sen soymasan da ben soyarım gözlerimle
Maziden entarine sıçramış partikülleri
Bir isim vermeli aşka
Zeytuniye dem vuran Dicle'den
Kızılla bocalı Menderes'e yeten
İşgal altındaki İstiklal Caddesini
Dedesinin bağıymışcasına arşınlayan
Elin ingilizini şeyine takmayıp
Mavzeri sırtlayan efelerin kurşun vızıltıları ve
Bela gözetmeden İstiklal Yolu'ndan aşıp
Aşşa Ankara'ya varan dağları mesken tutmuş
Kağnıcı analardan yadigar
Yetim ninnilerinin ev sahipliği yaptığı sesini mesela
Adaleti atalet zannederlerin gölgesinde
Radyoda çalmayan eski şarkıların papirüs
Tüm zilleri çalıp kaçan çocukların
Yetersiz beslenmeden büyüyemeyip eşek sıpası kaldığı
Misketlerinin bombalara aksesuar kılındığı
Şeytan uçurtmalarının yerini SİHA'ların aldığı
Kağıttan gemilerin fırkateyne döndüğü bu devirde
Huzur aşılayan sesin çok yaraşır aşka
Duymaz kimse sesini benden başka
Duy bunu
Ses ver
Ninni söyle
Kov bostandan danayı
Ama çabuk karar ver
Birazdan düşer peşime AMATEM
Gerçi alsalar fena da olmaz hani
Yoksa kanser değilse bile
Siyanürlü naftalin yetmezliği alacak canımı
Bir isim vermeli aşka
Sensizken kahkaha attığım iftiraları (tebessüm ettiğim doğrudur)
Mahrecinde bağrına deq döşemiş analar gibi dövmeli tenin
Karadeniz misali kıpır kıpır minik memelerin
Bunca kokuşmuşlukta tanrıçalar diyarı Ege gibi mis kokun
Gülüşündeki o Akdeniz ferahlığı
Şile sahiline sınır komşusu kalbin
Dividinden döküldükçe diz çöktüren dizelerin
Ve ayrılığa yağlı urgan geçiren sözlerin bir yana
Saçımı okşayan ellerini mesela
Kâh bir lokma umudu
Kâh özgürlüğü örgütleyen siyah saçlarından beri
Dokunduğunu altına çeviren simyacılar ederince
Barışla savaş arasına yıkılmaz sınır çizip
Bütün yorgunluğumu alan ellerin
Hissetmez kimse bunu benden başka
Hadi durma bir isim ver aşka
Aşkla dokun saçlarıma
Yokluğunda börtü böceğe aşık olasım geldi de
Ot gibi hissettim kendimi
Ot gibi hissettikçe kendimi
İmana gelip namaza durasım geldi
Sonra baktım olmuyor ota dönüyorum
Ama iyice ota dönüyorum
Aman salla gitsin naftalin kafası yeter sana
Gerek yok takvaya takıyyeye deyip
Tıkadım seccadeyi tespihi haminnemin sandığına
Şamdandaki mumlara taptım bisüre
Rüzgar esti kapı çarptı mumlar söndü
Aya baktım rüzgar söndürmemiş ışıl ışıl hâlâ
Açtım ayamı aya dua ettim tapındım kutsandım
Sabah oldu ay gitmiş
Baktım giden gidene
Abdest aldığım suya taparken buldum kendimi
Kaza yaptım sonra
Kaza namazı değil canım (veresiyemiz yoktur)
Duran arabayla
Bildiğin sineklere çarptım
Yapıştılar cama belki de kamikazeydiler
Önce silecek suyuyla boy abdesti aldırıp
Silecekle gönderdim iyice öbür tarafa
Biraz daha zorlasam şeyh ilan edecektim kendimi
De işin yoksa inovasyon yap fuara katıl şovrum aç
Cennette tapu kadastro işlerine gir rüşvet ver
Cehennemde yanmaz materyaller icat et
Geçtim hepsini ruhsat çıkart ibadethane aç
Hay bin kunduz aşkına yazarken yoruldum yav
Üşenmek bir yana kapital de yok neticede
Olacak gibi değil vazcaydım
Kürk mantolu madonnaya şükür olsun ki
Doğru yolu bulup sana tapmaya karar verdim
Burdan çıkınca
Karşıma çıkan ilk kilise itiraf kabinine girip
Çağırıp şaman efendiyi
Günah çıkaracak ve
Sunak inşa edip Nuh'un gemi kalıntısının üstüne
Sana
Sadece sana asacağım gözlerimi
Ah
Ahh
Ahhh
Ahhhh
Ah aybalam ahhhhhh
Bu duyduğun ahlar
Sana işlediğim günahlardan geliyor tıka kulaklarını
Çok günahkârım biliyorum affeylesin Spartaküs
Eyy aşılmayan sur sonu gelmeyen yol
Eyy çulsuz kaldığım han tövbelerimin kamçısı
Eyy rüyalarımdan çıkmayan dilber
Bir isim vermeli aşka
Yetmiyor çünkü
Kuru kuruya bu aşk lafı sana aşkımı anlatmaya
Bir isim vermeli aşka aklımdan çıkmayan adını mesela
Hadi kurban olduğum hadi el ver
Toka yapıp ellerimizi bitirelim bu pazarlığı
Boşa dememişler kervan yolda düzülür diye
Kogitsin aşka bir isim ne olacak ki
Senin adın olsun aşkın adı
Çünkü sen aşkın sübut bulmuş halisin
Ama çabuk karar ver
Birazdan basar toyu polis
Alır götürürlerse beni
Yasa dışı gösteri düzenlemekten
Görüşemeyiz sittin sene
Siyanür kullanmaktan sabıkam var zaten
Valla abi satıcı değil içiciyim desem de
Recmeder kafamı şişirirler
Tövbe bismillah
Beğenmezsin sonra hiç beni
Hadi çabuk karar ver
....
Merhaba saygın dost, vallaha bittim engin algı gücüne , kelime haznenin zenginliğine. Kutlarım içtenlikle. Özletme kendini. Sevenin çok biliyor musun?
Tebrikler hocam yüreğiniz dert görmesin kaleminiz daim olsun anlam ve anlatımıyla harika bir şiir okudum kaleminizden nice şiirlere inşallah Sonsuz saygılarımla
lı ybu yapıda kazma, kürek, keser, devekuşu yumurtası, unutmadan testere, demir, kesik taşlardan dikdörtgen, çinko, altın mermer hatta gümüş şapka, cam, elbette koyun tüyünden halı, renklerden vb vs..
üzerinize afiyet faremin tekerliği bozulmuş, bir çeviriyorum aşşşa yakıp gidiyor, nerde kaldığımı buluncaya, sonra bir fırt çevirince çok yukarı çıkıyor, arap saçı gibi oldu ekran, aynı zamanda zihnim..
kah hüzünlendim, kimi de kahkaha atacaktım lakin kahka'da bıraktım, bol tebessüm ettim...
sonra sordum kendime, yav dedim ne anladım ben bu şiirden... sonra dedim çok şey anladım da ne anladım, ne derken sordum anlamak neden, yaşamak varken neden ile ne arasında kafa zum oldu çıktı.
artık parantez... +( ya hu bu da haç hilal gibi oldu..
naftalin tamam pire kısmı da vardı, seccadeyle tapınmayla uğraşıp en son kilisede günah da çıkarttık, lakin ondan önce selda abla ile ahmet abi vardı, nümayiş becayiş derken böyle yazmazsam ben aşkı, alıp götürür polis abiler de vardı gibi, spartaküs de vardı galiba, gözler eller, 90 lı yılllar yeşilcam ... derken...
ana teması; bu karanlık ve boktan dünyada sen bana yetersin bir tanem, ne aşkı der gibiydi sanki şiir.
neyse efenim, ben bir kahve içip kendime geleyim:)) imdi 35 te misin yoksa 34 te misin abi? iyi geceler.
Roman tadında şiir.Kahramanlarını şair hayattan seçmiş.Hicivler öylesine güzel ki şiiri hayatla bağdaştırmış.Selam ve sevgi ile.
usta be!! seni bir ıçki masasında kıstırıp sabaha kadar dövmek geçiyor içimden ama hesabı gene sen ödersin diye korkuyorum. .ama hatırlatayım ben de iyi içerim.. :))