Son Çağrı
Ellerimdeki isi yıkayarak
İki har arası, derin suyunda derenin,
Parmaklarımdaki kanı denize bıraktım da geldim...
Şimdi
Gurbet mi sıla mı bilmem
O maviliğin önündeyim,
Mendilimde ter
Boğazın tüm buharını emiyor tenim,
Gözlerim tuzdan yanar
Yangın içinde,
O yangın içinde açılır türkülerin,
Bir de yetmezmiş gibi
Dikiş tutmaz yaraya
Aynı hançer saplanır,
Çürümüş etinde ömrün
Bir bu yara kapanmaz
Her mevsim
Dilimdeki o başa bela dert;
Hasret...
Düşlerimde sabaha karşı
Pencerende rüzgarla,
Kına kokusunda
Yazman dalgalanıyor
Güvercinler kanat çırpıyor,
Duysam
Yüreğim titriyor,
O bir yüzü güneşe dönük hep,
Ondandır dağlara böyle sevdalı oluşu...
Aşımızı kuşlarla bölüştük,
Kaç kez düştüm cehenneme
Ses verip çıkardın beni
Ondandır ağrısı ellerinin,
Budanmış kuru ağaçtım
Kaç kez umut taşıdın ışıktan
Ondadır sızısı dizlerinin,
Kaç kez ipten aldın boynumu,
Gel anne
Gel de bak,
Alnımda ateşten taç
Düşündükçe insan,
Döndükçe insan,
Daha çok ölürüm,
Bu da geçer de
Üfle duanı söndür
Söndür,
Kurtulayım...
Aşım köz oldu
Söylerim,
Söz bilinmez oldu...
Çok duygulu paylaşım olmuş Resul yüreğine sağlık👍👍
Kaleminize sağlık
dikkate alinmali bu sayfadaki siirler çünkü sairin sairligi ortada...
Candan kutlarım güne yakışan emeğinizi...
Sevgiyle kalın...
Aslında yazılan bir bütünün parcasidir ,ne çok yogrulmustur icinde
türküler en erdemli yani ile söylenen sevda hikayeleri
çok şey var söylenecek
Sevgili Turkay;
şiirlerini okumak güzel
Kutlarim
sevgiyle kal ...