Sürgün Yürek/Sil Baştan

tapınak duruşu
bu köy
yeşil
tütsü

kafası kesildi

başında meyve sepeti taşıyan/ siyah kadın
yere düştü renkler

bir İnka’nın soluğunu duydum birden

ama Peru değil de
ne hikmetse
Beyoğlu
ama tel örgü
aynı tel örgü

an gel/di

sadece
sana
öldüm

yerle yeksan

mor bulutlarla öpüştüm şimdi
latin bir kızın terinde tenlenen/ teninde demlenen
el sarması bir puro gibi
içtim nefesini
tünel’de kustum boş midemi
tramvaya asıldım
bir kıza asıldım
soğuk seher
çiy taneli çimlerde
bir ağaca asıldım
düşlerime sarkan
yamalı kavgalarıma inat
fakir anılarımıza asıldım

an gel/di

sadece
sana
öldüm

yere düştü renkler

düştü renkler
renkler

duydun mu